Bursa
Açık
4.7°
Başka Gazete

Ahmet Özer'den süreç açıklaması: 'İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor'

2025.11.25 01:22 Son Güncellenme: 2025.11.25 01:22 - GÜNDEM

CHP'ye yönelik soruşturmalarda tutuklanan ve 11 Kasım'da tahliye edilen Ahmet Özer, katıldığı programda süreçle ilgili açıklamalarda bulundu. Özer, CHP'nin İmralı kararıyla ilgili "İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor" ifadelerini kullandı. İktidara Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulama ve kayyımlara son verme çağrısı yapan Özer, "Toplumun bir tarafını dışlayarak barış yapılmaz" ifadelerini kullandı.

Ahmet Özer'den süreç açıklaması: 'İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor'

CHP'ye yönelik operasyonların ilk dalgasında tutuklanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP'li belediye başkanı olduğu için tutuklandığını vurgulayan Özer, daha önce Devlet Planlama Teşkilatı'nda da yer aldığını hatırlatarak ve "Madem suçluyum o zaman beni o görevlere atarken neredeydiniz?" diye sordu.

Özer, Halk TV'de katıldığı programda tutuklanmasına ve gündeme ilişkin soruları cevapladı.

CHP'den diğer partilere geçen belediye başkanları hakkında da konuşan Özer, Ak Parti'nin hâlâ güçlü olduğunu göstermek için bu transflerleri gerçekleştirdiğini belirtti.

Ak Parti'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın savunduğunu iddia ettiği 'halk iradesi' kavramını hatırlatan Özer, "Hiç kimse halktan alınmayan bir yetkiyi kullanamaz" dedi.

"ESENYURT KAYYIMLA EN AZ 10 YIL GERİYE GİTTİ"

Yerine atanan Esenyurt kayyımının bir yılda yaptıklarını törenle anlatmasına tepki gösteren Özer, "Esenyurt'taki gibi bir kayyum hiçbir yerde görülmedi. Müdürleri değiştirdi, iç sürgünler yaptı. Kayyumunla Esenyurt en az 10 gün geriye gitti" şeklinde konuştu.

Barış süreciyle birlikte kayyımların da rafa kalkması gerektiğini ifade eden Özer, Esenyurt kayyımının kalkması için Anayasa Mahkemesi'ne başvurduklarını hatırlattı. "Anayasa Mahkemesi talebimizi gündeme almış, bunu değerlendirecek" diyen Özer, bu adımın yalnızca Esenyurt için değil Türkiye genelindeki kayyım uygulamalarının da sona ermesinin önünü açabileceğini ifade etti.

Sürece destek verdiğini ifade eden Özer, demokrasi sorunun da çözülmesi gerektiğini belirtti. İçeride bu konuda yüzlerce makale yazdığını söyleyen Özer, gelecek günlerde bunları kitaplaştıracağını açıkladı.

İçeride en çok iki şeye üzüldüğünü belirten Özer, "Esenyurt'un hak ettiği şekilde yönetilememesine ve barış sürecine katkı sağlayamamama üzüldüm" dedi.

"SAVAŞ DİLİYLE BARIŞ YAPILMAZ"

İktidara Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulama ve kayyımlara son verme çağrısı yapan Özer, "Toplumun bir tarafını dışlayarak barış yapılmaz" dedi.

Özer, CHP'nin İmralı kararıyla ilgili "CHP bir yıldır komisyonda olmasına rağmen, baskılara son verilmedi" ifadesini kullandı.

Sürece en samimi desteği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin verdiğini söyleyen Özer, "Sayın Cumhurbaşkanı her konuda tek yetkili olmasına rağmen, bu konuda o kararlılığını göstermedi. Bu da toplumun güvenine zarar verdi" dedi. "Bu sürecin başarılı olabilmesi için, bir altyapının yaratılması lazım" diyen Özer, "Biz hem Kürtlerin hem Türklerin onurunu zedelemeyen adımlar atmalıyız. Barış anneleri ile şehit annelerini bir araya getirmeliyiz. Barış diline sahip olmalıyız, savaş diliyle barış yapılmaz" şeklinde konuştu.

"CHP MUTLAKA BU İŞİN İÇİNDE OLMALI"

CHP'nin İmralı kararına gelen tepkilere de yanıt veren Özer, "Bu işi germenin gereği yok, CHP mutlaka bu işin içinde olmalı, İmralı'ya gitmemek sürece destek vermemek anlamına gelmiyor" dedi. "Ben Kent Uzlaşısı davasından yargılanıyorum, biz bu işlerin dışında değiliz. 40-50 yıllık sorunun çözülmesi için herkesin elini taşını atması gerekiyor" diyen Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bu siyaset üstü, bütün ülkeyi ilgilendiren, toplumun geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Bunun şu partilisi, bu partilisi olmaz. Bu sadece Kürtlerin de meselesi değil, Türkiye'de yaşayan 86 milyonun meselesidir ve zaten Kürtlerle Türkler arasında da bir sorun yoktur. Niye? 5 milyon civarında evlilik var. Niye? Pazar birliği var. Niye? Din birliği var. Niye? Kültür birliği var. Niye? Tarihsel bir birlik var. Kürşat Bey, biz 1071 yılında Malazgirt'te birlikte savaşmışız Bizans'a karşı. 1514 yılında Çaldıran'da birlikte mücadele etmişiz. 1891'de Erzincan'da birlikte olmuşuz.

1915 yılında Çanakkale'de koyun koyuna şehit düşmüşüz. Çanakkale ruhu dediğim odur. 1920 yılında Kurtuluş Savaşı'nda birlikte mücadele etmişiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün 1919, 20, 21, 22, 23 yılı görüşlerini, konuşmalarını izleyin, bakın. Orada söylemiş olduğu cümleler, sarf ettiği yaklaşımlar gerek Amasya Tamimi'nde, gerek El-Cezire Komutanı'na yazdığı mektupta, gerek İzmit konuşmasında, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi konuşmalarında, gerek 1921 Anayasası'nda o görüşler zaten bugün uygulansa Kürt sorununun önemli bir kısmı çözülecektir"