Bursa
Çok Bulutlu
11.7°
Başka Gazete
Yaman Kaya
Yaman Kaya
[email protected]

Nilüfer'deki soruşturmada kimler tahliye edildi? Kritik TMSF görüşmesi...

2025.12.12 09:44 Son Güncellenme: 2025.12.12 10:14

Eski Belediye Başkanı Turgay Erdem döneminde ayyuka çıkan rant iddialarıyla gündemden hiç düşmeyen...

Deprem tehdidi kapıdayken 'tek imza' ile sayısız kent suçu işlenen...

Türkiye'de müteahhitlerin cenneti, imar yolsuzluğunun başkenti hâline getirilen Bursa'nın Nilüfer ilçesindeki iddialarla ilgili başlatılan soruşturmanın birinci dalgasında sıcak bir gelişme yaşandı.

'Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma, Yönetme ve Suç İşlemek Amacı ile Kurulan Örgüte Üye Olma, Rüşvet ve Suçtan Kaynaklanan Mal Varlığını Aklama' suçları iddiasıyla yürütülen, 22 şüphelinin gözaltına alındığı, aralarında Turgay Erdem'in de bulunduğu 15 kişinin tutuklandığı soruşturma kapsamında şüphelilerin tutukluluk durumu gözden geçirildi.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı şüphelilerin tutukluluk hallerinin gözden geçirilerek, tutukluluklarının devamına karar verilmesini talep etmişti.

Bursa 1. Sulh Ceza Hâkimliği, dün şüphelilerin avukatlarının beyanlarını dinledi.

Şüpheliler Namık Ziya M., Mehmet Ziya A.'nın "Rüşvet Vermek" suçundan, şüpheliler Metin Yaşar Ç., Berk O. ve Ersel Ç.'nin "Rüşvet Almak" suçundan tutukluluklarının devamı talebi üzerine hâkimlik tarafından yapılan incelemede 5 şüphelinin adli kontrol altına alınarak tahliyesine karar verildi.

Şüphelilere yurt dışına çıkış yasağı konuldu.

Ayrıca "konutunu terk etmemek" şeklinde yükümlülüğe tabi tutulmalarına karar verildi.

Şüpheliler Namık Ziya M., Mehmet Ziya A. ile müşteki şahıslar arasında daha önceye dayalı ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişkiden kaynaklanan husumet olduğuna ilişkin dosyaya sunulan belge içerikleri, sabıka kayıtlarının olmaması, yaşları ve sağlık durumlarına ilişkin rapor içeriklerinin tutukluluğa devam talebinin reddedilmesine gerekçe olarak gösterildiği iddia edildi.

Metin Yaşar Ç., Berk O. ve Ersel Ç.'nin ise kamu görevlisi sıfatına haiz olmamaları, diğer şüpheli Tamer İ.'nin yanında sigortalı olarak istihdam edilmeleri, bu kapsamda Tamer İ.'nin talimatları doğrultusunda hareket etmelerinin tutukluluğa devam talebinin reddedilmesine gerekçe olarak gösterildiği öne sürüldü.

Diğer şüpheliler Turgay Erdem, Ayşegül Erkol, Alaattin A., Hulusi K., Mehmet Fatih Ç., Muttalip K., Serkan B., Serkan Ç., Ekrem P., ve Tamer İ.'nin ise tutukluluk hallerinin ayrı ayrı devamına karar verildi.

Bu karara gerekçe olarak şüphelilerin üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesini gösterir delillerin bulunması, delillerin henüz toplanmamış olması, serbest bırakıldıkları takdirde kaçma şüpheleri dikkate alınarak dosyanın incelenme tarihi itibarıyla delil durumunda şüpheliler lehine herhangi bir değişiklik olmamasının gösterildiği iddia edildi.

Nilüfer'deki soruşturmanın ikinci dalgasında şüpheliler Fırat Yılmaz ve Şemsi Oğuz'un tutuklanmasına karar verilmişti.

Böylelikle Nilüfer'deki yolsuzluk iddialarıyla ilgili sürdürülen soruşturmada tutuklu sayısı 12'ye indi.

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bursa KOM Şube Müdürlüğü tarafından çok titiz bir şekilde sürdürülen Nilüfer'deki soruşturmanın akıbetinin bu kentte yaşayan herkesin geleceği açısından hayati olduğunu yeri gelmişken bir kez daha belirtmek isterim.

Herkesin aslında her şeyi bildiği ama kimsenin bugüne kadar müdahale etmediği, kamunun hakkının senelerce gasbedildiği kirli rant düzeni mutlaka ortadan kaldırılmalıdır.

Fazla daireler şöyle dursun kaçak devasa blokların dahi inşa edilebildiği kirli rant düzeninde; plansız üretim ve depolama tesisleri, bungalovlarla tarım alanları da talan edilirken milyarlarca liralık haksız kazanç, taşeron mafyalarla silahlı güce sahip oligarşik yapılanmaları beraberinde getirmişti.

Bu kirli düzenin tam anlamıyla sona erdirilmesi için mafyalar aracılığıyla gerçekleştirilen silahlı saldırıların perde arkasının da mutlaka aydınlatılması şarttır.

Yazıya Atış Yapı skandalıyla devam edeceğiz...

Bursa'da on binlerce kişiyi mağdur eden Atış Yapı'ya kayyum olarak atanan TMSF'nin yetkilileriyle hak sahiplerinin kritik görüşmesi dün gerçekleşti.

Babylon 1, Babylon 2, Babylon 3, Smart 1, Smart 2, Smart 3, Smart 4, Smart 5, Carrefour, Downtown projelerindeki mağdurlar adına her projeden bir etap temsilcisinin TMSF heyetiyle düzenlediği toplantıdan sonra, etap temsilcileri kamuoyuna yaptığı duyuruda şu ifadelere de yer verdi:

"Atış Yapı mağdurlarından oluşan heyetimizin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu ile ilk teması gerçekleşmiştir.

Tüm Atış Yapı mağdurlarının ve Bursa kamuoyunun sonucunu merakla beklediği bu görüşme oldukça yapıcı ve olumlu bir havada geçmiştir.

Mağduriyetimizi anlayan ve en makul çözüm için elinden geleni yapacağını ifade eden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu yetkililerine tüm mağdurlar adına teşekkür ediyoruz.

Durumun hassasiyeti nedeniyle yapacağımız açıklamada ince eleyip sık dokumak zorunda olduğumuzu; bu sebeple açıklama yapmamızın zaman aldığını kamuoyuyla ve sevgili mağdur komşularımızla paylaşmak isteriz. Şimdi, heyetimizin toplantı esnasında edindiği izlenimleri ve aldığı notları sizlerle paylaşmak istiyoruz:

Toplantının başlangıcında mağduriyetin farkında olunduğu; Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun iradesinin inşaatların tamamlanmasından yana olduğu; çözüme ulaşmak için tüm resmin ortaya çıkması gerektiği; bu süreçte sabır ve gerekirse fedakârlık beklendiği; tam resim ortaya çıkmadan ya da süreç belirli bir aşamaya gelmeden net açıklamalar yapmanın ve takvim vermenin doğru olmadığı; ancak mağdurlarla iletişimin sürdürüleceği ve gerekli görülen noktalarda destek talep edileceği ifade edilmiştir.

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu heyeti, öncelikle vatandaş mağduriyetini gidermeyi; sonrasında kamu zararını telafi etmeyi amaçladıklarını ve kurum olarak kâr amacı gütmediklerini belirtmiştir.

Tüm projelerin, şüpheli işlemler de dahil olmak üzere; mali, hukuki, mülkiyet, ruhsat ve kaynak oluşturma gibi alt başlıklarda titizlikle incelendiği ve çalışmaların devam ettiği aktarılmıştır.

Sürece dahil olduklarında ilk olarak, iflasa giden konkordato sürecini kaldırarak aksiyon aldıkları; ticari ve iktisadi bütünlük sağlayarak bir koruma kalkanı oluşturdukları ifade edilmiştir.

Senet mağduru komşularımızın sorunlarını çözmek amacıyla bankalar nezdinde gerekli girişimlerde bulundukları; bankalardan henüz geri bildirim alınmadığı; farklı çözüm alternatifleri üzerinde çalışıldığı ve herhangi bir hak kaybı yaşanmaması için çaba gösterildiği belirtilmiştir.

Katılımevim konusundaki görüşmelerin, kurumun en üst düzey yöneticisi tarafından yürütüldüğü ve sürecin devam ettiği ifade edilmiştir.

Tüm projeler için imar, ruhsat ve kat mülkiyeti gibi sorunlu başlıklarda yetkili mercilerle görüşmeler gerçekleştirildiği; gerekli başvuruların yapıldığı ancak henüz sonuçlanmadığı belirtilmiştir."

TMSF heyetinin, vatandaşların mağduriyetlerini kamunun hakkını koruyarak giderme yönündeki irade beyanının önemli olduğunun altını çizmek isterim.

Meselenin Katılımevim boyutu mutlaka etraflıca ele alınmalıdır demiştik daha önce.

Bu bağlamda "Katılımevim konusundaki görüşmelerin, kurumun en üst düzey yöneticisi tarafından yürütüldüğü" şeklindeki bilgi de önemli.

Süreci yakından takip etmeye devam edeceğim.

Zaten yeterince derinleşen krizin daha da büyümemesi adına somut yol haritasının bir an evvel şekillenmesi gerektiğini de belirtmek isterim.