Bursa
Çok Bulutlu
12.4°
Başka Gazete
Yaman Kaya
Yaman Kaya
[email protected]

CHP Yıldırım ve Osmangazi'de neler oluyor? Adaylık hazırlığı, kritik imar kararı...

2025.01.10 07:43 Son Güncellenme: 2025.01.10 08:16

Ülkenin, kentin ve ilçenin gerçek gündemi aslında çok farklı.

Buna karşın Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Yıldırım örgütünde tepki çekmişti şahsî ikballer uğruna ısrarla sürdürülen jakoben yönetim tarzı.

Yeni yılın ilk gününde 5, bu haftanın başında da 3 yönetim kurulu üyesi malum istifalarını açıklamıştı.

Bu istifalarla İlhami Gün yönetimi düşerken sular ise durulmadı.

CHP Yıldırım'da Rüstem Toksöz, Muhammet Karasu, Burak Celep, Sibel Demirbaş ve Semih Esen'in istifa gerekçelerini hatırlayalım mı?

Karar alma süreçlerinden dışlandıklarını kaydeden üyeler, İlhami Gün'ün ilçe örgütünü bir patron gibi yönetmeye çalıştığını aktarmıştı.

İlçe Başkanlığı'na verilen istifa dilekçesindeki şu ifadeler çarpıcıydı:

"Partimiz, geçtiğimiz yerel seçimlerde Büyükşehir Belediyesi'ni kazanarak önemli bir başarı elde etmiştir.

İlçemizin bu başarıyla birlikte örgütlenme atağına ihtiyacı varken, ilçe başkanımız parti içindeki konumunu tehlikede gördüğü için örgüte ve yönetime karşı son derece agresif tutumlar sergilemeye başlamıştır.

Sonuç olarak, ilçedeki tüm etkinlikleri tek başına planlamış, yönetim kurulundan görüş alma gereği duymamış ve yönetim kurulu üyelerimiz, partinin çalışmalarından vatandaşlarla aynı anda haberdar olmuştur.

İlçe başkanımız, örgütü bir arada tutmak yerine, örgüt içindeki gerginliği artırmıştır."

Başkan Gün'ün, ilçe çalışanına, "Senin maaşını ben veriyorum, ben ne dersem onu yapacaksın, yoksa çantanı toplar gidersin" şeklinde tehditlerde bulunduğu da istifa dilekçesinde yer almıştı.

Gün, istifaların ardından silahla tehdit edildim iddiasını ortaya attı.

Nedenini ise açıklamadı.

Konuyla ilgili yapacağını duyurduğu basın açıklamasını yapmadı.

İstifa eden yönetim kurulu üyelerinden Rüstem Toksöz ise şu açıklamayı yaptı:

"Silahlı tehdit aldığını söyleyen şahıs tarafından yapılan bu açıklamaların, ilçe yönetim kurulu üyelerinin toplu istifası ve başkanlık görevinin sona ermesiyle doğrudan bağlantılı olduğu açıktır.

Kendi yönetimindeki zaafları ve kusurlarını örtbas etme çabasıyla hareket eden bu tutum, gerçek dışı iddialarla şahsımı hedef almakta ve parti değerlerimize aykırı bir süreç işletmektedir.

Ayrıca, bu şahsın parti üyesi kadınlara yönelik aylardır süregelen ayrımcı söylemleri ve itibarsızlaştırma çabaları, hem parti içindeki çalışma barışını hem de üyelerimizin itibarını zedelemiştir.

Kadınların siyasetteki varlığını hedef alan bu yaklaşımlar, partimizin toplumsal eşitlik ve dayanışma değerleriyle bağdaşmamaktadır."

Gelelim şimdi yeni gelişmeye...

Yönetimin düşmesinin ardından kongreye hazırlanan CHP Yıldırım'da Avukat Ahmet Keskin adaylık için çalışmalara başladı.

Mücadeleyi salonlarda değil sokakta yapan, Bursa Halkevi'nden tanıdığımız bir isim Keskin.

Dün konuştuk Keskin'le.

Kolektif bir yönetim listesi oluşturmaya çalıştığını söyledi.

Adaylık çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti.

Bu arada...

Olağanüstü kongre kararı alınan CHP Osmangazi'nin İlçe Başkanı Cengiz Çelikten'le de görüştük dün.

Çelikten, yarın kongre tarihini açıklayacağını ifade etti.

Sürecin Genel Merkez'in bilgisi dâhilinde uzadığını söyledi.

Tekrar aday olduğunu da yineledi ve ekledi:

"Kongrede güven tazeleyeceğiz. Zerre şüphem yok."

Kongre için verilen 233 imzadan 23'ü geri çekilmiş.

3 imza ise ihraç ve istifa nedenleriyle geçerliliğini yitirmiş.

Yazının sonunda Uludağ'a da değinelim.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Uludağ Alan Başkanlığı'nın kurulmasına ilişkin kanunun tümünün iptali istemiyle CHP'nin yaptığı başvuruyu Anayasa'ya aykırı olmadığını belirterek reddetti.

AYM, kanunun bazı maddelerini ise iptal etti.

Ancak belki de en önemli husus olan alan başkanlığının imar planı yapma yetkisi iptal edilmedi!

Senelerdir çevrenin korunması için büyük mücadele gösteren Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Demir, görüşmemizde şunları söyledi:

"Bursa, sırtını Uludağ'a dayamış bir kenttir. Bursa'nın yaşam sigortasıdır Uludağ. Evimizde içtiğimiz her bir bardak suyun kaynağı Uludağ'dır. Şehirde kirlettiğimiz havamızı temizleyen kaynaktır Uludağ. Bizim gözbebeğimizdir.

Uludağ'ın Millî Park statüsünden çıkarılması doğru değildi. Alan Başkanlığı yanlıştı.

Uludağ'da insan faaliyetlerini artıracak, doğal yapıyı, ekosistemi bozacak etkinliklerin çoğalmamasını istiyorduk.

Tümden iptali doğru olurdu.

Başkanlığın imar yetkisi devam etmektedir.

Yeni tesisler yapılmasının yolu açılmıştır.

Uludağ'ın Millî Park statüsünün korunması için mücadeleye devam edeceğiz."

Uludağ'da sadece insanların değil; 1320 çeşit bitki, böcek ile çok sayıda yaban hayvanının da yaşam hakkı ne yazık ki hiçe sayıldı.

Rant hamlelerine karşı tetikte olunmalı.