2025.12.24 12:35 Son Güncellenme: 2025.12.24 12:50
Bursa verimli topraklarını her geçen yıl biraz daha yitiriyor.
Yeni Çevre Düzeni Planı için yapılan analiz çalışmaları 2014-2024 arasında sözde koruma statüsüne sahip büyük ova sınırı içinde yaklaşık 7.000 futbol sahası büyüklüğündeki tarım alanının konutlara, sanayiye, lojistik merkezlere kurban edildiğini gösteriyor.
Bu durum sadece kentin değil ülkenin geleceğini de riske atıyor.
Tarım arazilerinde süren talan eskiden 'sudan ibaret' denilen Bursa'nın bugünlerde yaşadığı krizin en önemli nedenlerinden biri.
'Gıda'nın da su gibi hayati olduğunu söylemeye herhâlde gerek yok, üstelik pandemi sürecinin üzerinden öyle çok uzun bir süre de geçmedi.
Buna rağmen uygulanan politikalarda tarım topraklarını yok eden rant odaklı anlayışın sürmesi düşündürücü değil mi?
Bursa'nın mevcut durumuna bir bakalım şimdi:
Şehir her yeri saran imar kanununa aykırı inşaatlar nedeniyle betona gömülmüş durumda.
Öte yandan plansız sanayi özelindeki manzara da endişe verici boyutta.
Bugün itibarıyla birinci sınıf tarım arazileri talan edilen...
Susuzluk çeken...
Resmî verilerle Türkiye'nin en kirli havasını soluduğu belgelenen...
Trafiği neredeyse her noktada düğümlenen...
Fahiş emsalli binalarla sayısız kent suçu işlenen...
Nüfusun yaklaşık yüzde 65'i plansız ve çarpık yapılaşmış alanlarda yaşamını sürdüren...
Sağlıklı, ucuz gıdaya da erişilemeyen bir kent var karşımızda.
Üstelik deprem tehdidi de kapıda.
Şehrin kronikleşmiş problemlerinin ana nedeni kuşkusuz plansızlık.
Sayısı en son 8 bin olarak tespit edilen, kent içinde her an patlamaya hazır bomba gibi bekleyen kaçak sanayi ve depolama tesislerine her gün bir yenisi ekleniyor.
Bursa bu hâldeyken...
Yani koca bir şehir kaybederken...
Sadece özel imtiyazlarla kollanan belirli bir zümre servetlerine servet katarak zenginleşiyor.
Holding patronlarının istekleri Bursa'da telafisi mümkün olmayan zararlara sebebiyet veriyor.
Bu şehrin bilim insanlarının rehberliğinde, tüm kent paydaşlarının katılımıyla şekillenecek, 'ortak akıl'la harmanlanan bir kent anayasasına ihtiyacı var.
Büyükşehir Belediyesi, bu doğrultuda yeni Çevre Düzeni Planı'nı çok sayıda bilim insanıyla, katılımcı bir anlayışla hazırlıyor ki bu kent adına değerli.
Tam da bu noktada şunu belirtmemiz gerekli:
Geçmişten günümüze yapılan bunca yanlışa rağmen devam eden süreç umursanmadan farklı planlar doğrultusunda yerel mekanizmalar devre dışı bırakılırsa...
İhtiyaç değil çıkar odaklı farklı planlar uygulanırsa felaketin eşiğindeki Bursa uçurumun dibine gider.
Bakın...
Bugünlerde Bursa'nın en nitelikli tarım arazilerine ev sahipliği yapan Yenişehir'de bir Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi kurulacağı iddia ediliyor.
5.000.000 metrekare yani 5 bin dönümlük bir alandan söz ediliyor!
Gerekli izinlerin alındığı ifade ediliyor.
Bursa'nın anayasası hüviyetini taşıyacak yeni Çevre Düzeni Planı daha şekillenmemişken...
Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, kent anayasasına tarımla ilgili özel bir maddenin konulacağını, tarım arazilerinin korunacağını belirtmişken...
"Bazı tarım arazileri maalesef sanayi bölgelerinin altında kaldı. Bunlar dönüşebilir mi? Biraz süreç lazım... Ancak mevcutları korumanın ve doğru orantıda tampon bölgeleri oluşturmanın mutlaka yolunu bulmamız lazım. Bunu da çok net biçimde ortaya koyacak bir anlayışa sahibiz. Hiç kimseden çekincemiz yok" şeklinde bir irade sergilemişken...
"OSB arazilerinin kişi mülkiyetinde olmamasını savunuyorum. Bu anlayışla üretimi artıramayız, gerçek sanayiciyi de koruyamayız, sadece alsat yapan rantçıya fayda sağlamış oluruz" çıkışını gerçekleştirmişken...
Bu şehrin vicdanı akademik odalar, diğer tüm kent paydaşları ve kamuoyundan gizli bir şekilde dev bir sanayi bölgesinin hazırlığı nasıl yapılabiliyor?
Hangi izinler, hangi kurumlardan hangi tarihlerde alındı?
Yer seçimi çalışmalarını, kim, neye göre planladı?
OSB'nin kurulacağı yerin tamamının şahıs arazisi olduğu ifade ediliyor.
Yenişehir'de OSB'nin kurulacağı söylenen alanda son bir yılda tarım arazilerindeki el değiştirme sıklığı dikkat çekiyor.

Sarı sitede metrekaresi 1000 liraya dayanan, milyonlarca liralık ilanlar Yenişehir'de Gıda OSB bölgesinde satılık arazi başlığı ile nasıl pazarlanıyor?

Mutlak mı, sulu mu, kuru mu; nedir 5 bin dönüm alanın toprak sınıfı?
Gıda sanayi temiz, masum görünse de çevreye yükü bilindiği üzere ağırdır. Yenişehir'de planlanan öyle uçsuz bucaksız tarım alanlarında üretim yapılan 'yeşil' bir Tarım OSB değil. Burada çok sayıda fabrika kurulacak. O fabrikalardan organik yüklü atık su, koku, arıtma çamuru, ambalaj atığı çıkacak. Planlanan OSB'nin su ihtiyacı nasıl karşılanacak, atık su arıtma standardı ne olacak, deşarj nereye yapılacak?
Tahsislerde nasıl bir yöntem izlenecek?
Binlerce talep geldiği öne sürülüyor.
'Talep büyük' argümanı kamu yararını tek başına ispatlar mı?
Talep edenler kimler?
'Gıda OSB' fikrine kategori olarak karşı değilim.
Bursa'da kent içinde kalan tüm düzensiz üretim tesislerinin şehir dışına çıkarılmasının bir tercih değil zorunluluk olduğunu da belirtmek isterim.
'Gıda OSB', doğru tasarlanırsa gıda sanayine düzen getirebilir.
Şehir içindeki dağınık ve verimsiz yapıyı azaltabilir.
Ancak şeffaf değil kapalı kapılar ardında yapılacak bir süreç yönetimi, yanlış yer seçimi 'gıda' tabelası altında katledilmiş tarım toprakları gibi bir garabeti beraberinde getirebilir.
Bursa'nın bir metrekare dahi tarım toprağı artık kaybedilmemelidir.
Yenişehir gibi tarımsal değeri yüksek bir bölgenin 'gıda' etiketiyle sanayiye kurban edilmesi sadece Bursa'ya değil, bu ülkenin geleceğine darbe vurabilir.
Çevre ve şehircilik özelinde senelerdir felaketi yaşay...
Turgay Erdem döneminde ayyuka çıkan rant iddialarıyla gündemden düşmeyen... 'Te...
Çok değil, 3 ay önce yine söylemişti. "Çeşitli dedikodular oluyor ama bunların maalesef...
Doğanbey'le şehri hançerleyen Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) Burs...
Plan hiyerarşisi aslında açıktır. Önce üst ölçekli plan hazırlanır...