2025.11.07 12:16 Son Güncellenme: 2025.11.07 12:51
"Değişimin Eşiğinde" temasıyla düzenlenen 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü 49. Kolokyumu'nda Bursa özel oturumunun moderatörlüğünü üstlendim.

Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ile şehrin dünü ve bugününü, yeni çevre düzeni planı çalışmalarını, kentsel dönüşüm anlayışını masaya yatırdık.

Başkan Bozbey'in açıklamalarına geçmeden önce TMMOB Şehir Plancıları Odası, Bursa Teknik Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü, Bursa Planlama Ajansı ve Bursa Büyükşehir Belediyesi iş birliğiyle 32 yıl aradan sonra Bursa'da düzenlenen kolokyuma katkı sunan herkese yazının başında teşekkür etmeyi bir borç bilirim.
Kamunun hakkını savunan, eşitlikçi bir kent ve toplumsal yaşam için mücadele eden, bu uğurda bedel ödemekten çekinmeyen herkesi de saygıyla selamlamak isterim.

Etkinlikte Şehir Plancıları Odası Bursa Şube Başkanı Murat İlkme'nin de büyük emeği olduğunu belirtmeliyim.

Şimdi Başkan Bozbey'in çok konuşulacağını düşündüğüm mesajlarıyla devam edelim.
Kentin anayasası hüviyetini taşıyacak yeni Çevre Düzeni Planı'yla ilgili "Her sektörün farklı talepleri var. Sanayicinin de, belediye başkanının da, çiftçinin de dediği tam olarak olmayacak. Uzlaşı kültürüyle herkesin sözünün en azından bir kısmının gerçekleşeceği bir plan hedefliyoruz. İşte o zaman bu toplumsal bir plana dönüşecek" dedi.
Şu sözleri de kayda değerdi:
"OSB arazilerinin kişi mülkiyetinde olmamasını savunuyorum. Yurt dışında belediyeler yer gösterir, belirli süre ile tahsis yapar. Bizde OSB arsaları artık tamamen yer rantına dönüşmüş durumda. Sadece Bursa için söylemiyorum, ülke genelinde böyle.
Birçok sanayici nerede OSB varsa gidiyor dolar bazında 100 birime aldığı yeri 1 sene sonra 300-400 dolar olacak diye hesaplıyor, sonra da satıyor. Bu anlayışla üretimi artıramayız, gerçek sanayiciyi de koruyamayız, sadece alsat yapan rantçıya fayda sağlamış oluruz."
Geçen dönemde yılan hikâyesine dönen Çataltepe'yle ilgili "Hâlen karışık, çözmeye çalışıyoruz" diyen Bozbey'in Bursa'nın havasını, suyunu, ulaşımını, verimli topraklarını katleden...
Deprem tehdidi kapıdayken her an patlamaya hazır bir bomba gibi kent içinde bekleyen, en son sayısı 8 bin olarak tespit edilen kaçak fabrika ve depolama tesislerine dair yaklaşımı netti:
"Kent içinde ovaya yayılan sanayinin mutlaka taşınması lazım. Yapılan her kaçak yapı ovanın katledilmesi demektir. Bizim suyumuzun azalması, sorunların büyümesi demektir."
Bozbey, "Eskişehir'e mi Bursa'ya mı kurulsun derken milletvekillerinin ağırlığıyla Bursa'ya kurulmasına karar verilen otomobil fabrikasıyla güzelim Bursa'nın kaderi değişiyor. Birçok insanın emekliliğini geçirmeyi arzu ettiği Bursa'da 1989 göçü, sanayinin plansız gelişmesiyle kaçak konut ve sanayi alanları başlıyor, her şey darmadağın oluyor. Bursa'nın bugün dağdan görünümüne baktığımız zaman eskisi gibi yeşil değil gri Bursa görüyoruz. Kente 25 yıl 30 yıl sonra gelenler bugün hayal kırıklığı yaşıyor" dedi ve ekledi:
"Birilerini suçlamak adına söylemiyorum ancak kent yöneticileri denetim zafiyeti göstermezse ya da göz yummazsa kaçak inşaat da fabrika da yapılmaz. Çok net söylüyorum. Demek ki siyasal erk kentlerin planlı gelişmesinin önünde engel demeyeceğim sorundur."
Bozbey'in vizyonu doğrultusunda kurulan Bursa Planlama Ajansı, 17 sektörel çalışma grubuyla Yeni Çevre Düzeni Planı'nı hazırlıyor, bu çalışmalar yine Türkiye'de bir ilk olarak hayata geçirilen Akademik Danışma Kurulu'nun süzgecinden geçiriliyor.
Kentsel dönüşüme gelirsek...
Nüfusun yaklaşık yüzde 65'inin plansız ve çarpık yapılaşmış alanlarda yaşamını sürdürdüğü, 'planlı' olarak kabul edilen bölgelerdeki yapıların önemli bir kısmının ise imar kanununa aykırı şekilde inşa edildiği Bursa'da Bozbey, çarpıcı bir gerçeklikten söz etti.
"Bursa'da daha kentsel dönüşüm yapılmadı" dedi.
Şöyle devam etti:
"Bina yenilemesi derseniz evet yapıldı, onu kabul ediyorum ama kentsel dönüşüm yapılmadı. Park, yeşil alan, okul, sağlık alanı gibi kentsel ihtiyaçların bulunmadığı bir yerde kentsel dönüşümden söz edemezsiniz."
Başkan Bozbey, devraldıkları dönüşüm projelerini kentsel ihtiyaçları karşılayacak şekilde yeniden kurgulamaya çalıştıklarını ekledi.
Büyükşehir'in imar yönetmeliğinin revize edilmesine yönelik akademik odaların da içinde olduğu bir çalışma var.
Bu revizyonun köklü bazı değişiklikler içermesi bekleniyor.
Başkan, imar yönetmeliğinde üzerinde durdukları başlıkları da aktardı.
Birinci derece deprem bölgesinde yer alan Bursa'da 4 kata kadar perde betonlu imalat, 5 kat ve üzeri binaların inşasında ise çelik imalat yapma zorunluluğu gündeme gelebilir.
Yine bir bölge imara açıldığında 5 yıl içinde yapılaşmanın tamamlanması, bu süre zarfında arsasına bina yapmayan yer sahiplerinin haklarını kaybetmesi üzerinde de duruluyor.
Bu düzenlemenin Avrupa'da örnekleri var.
Başkan, bir yurt dışı seyahatinde binalarla çevrili bölgede aralarda kalan bahçe yerleri sorduğunda "İnşaatı zamanında yapmadığı için planı iptal oldu, bundan sonra da yapamayacak, arsası şehir içinde böyle kent tarlası olarak kalacak" yanıtını aldığını söyledi.
Bozbey, "Bir süre koymak toprak rantını da ortadan kaldıracak. Böyle bir düzenleme makul değerlendirmelerle yapılaşmayı ya da kat karşılığı yerin verilmesini sağlayacak. Konut fiyatları düşecek. Altyapı ve üstyapı ile ilgili tüm düzenlemelerin belirlenen süre içinde tamamlanması büyük bir kaynak israfını da ortadan kaldıracak" dedi.
Belki yasal mevzuat engeliyle karşılaşılabilir ancak Bozbey'in de ifade ettiği gibi kentin geleceği için Büyükşehir'de bu düzenlemenin bir denemesi yapılabilir.
On binlerce kişiyi mağdur eden Atış Yapı'nın konkordato davası ...
CHP Bursa'da tek adaylı gerçekleştirilen...
On binlerce kişiyi mağdur eden Atış Yapı'nın hazırladığı konkor...
Bursa Cumhuriyet Başsavcısı Ramazan Solmaz'ın talimatıyla geçen ay düğmeye basılmıştı.
Verimli arazileri rant uğruna talan edilen Bursa, üç maymun