Bugün sadece Bursa'da değil ülke genelinde olduğu gibi dünyada da devam eden ciddi bir su krizi var.

Küresel ölçekteki iklim krizinin de tetiklediği bu kriz, Evliya Çelebi'nin 17. yüzyılda "Velhasıl sudan ibarettir" dediği, verimli kaynakları senelerdir kapitalizme peşkeş çekilen kentte planlı kesintileri beraberinde getirdi.

Ardından da devreye hemen o bilindik 'siyaset' girdi.

Herkes için en temel insan hakkı olan su meselesinde dahi salt popülizme yönelinmesi, iktidarın toplumsal gerçeklikten ne kadar koptuğunu da bir anlamda gösterdi.

Yurttaşın algı siyasetine son seçimde verdiği yanıt tarihî bir fark ortaya çıkarsa da kaybeden kadroların aynı tutumu sürdürmesi şaşırtıcı değil mi?

Evet...

Ülke ve şehirdeki pek çok sorun gibi su krizi de aynı zamanda politiktir.

Peki, bu krizin sorumlusu Mustafa Bozbey midir?

AK Parti, Türkiye'de 2002'den beri iktidarda.

Yerelde ise 2004-2024 arasında tam 20 yıl boyunca AK Parti iktidarı tarafından yönetildi Bursa.

Bu süre zarfında Çınarcık'ın suyu getirildi mi Bursa'ya?

Aynı süre zarfında hak ettiği hangi yatırıma kavuştu ki gerçi Bursa!

Son dönemde sıkça konuşulan, isale hattının yapılmasıyla 2060 yılına kadar Bursa'daki su problemini ortadan kaldırması planlanan Çınarcık Barajı, 2002'de tamamlanmıştı.

Buna karşın aradan geçen 23 yılda isale hattı ile su Bursa'ya ulaştırılmadı.

Hem stratejik hem de teknik açıdan asıl sorumlu DSİ'ydi.

DSİ, kimin kontrolünde peki?

Türkiye'deki bütün su kaynaklarının planlanması, yönetimi, geliştirilmesi ve işletilmesinden merkezi yönetim bütçesine bağlı özel bütçeli yatırımcı kuruluş olan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü sorumlu.

Şehirlerin içme suyu ihtiyacını karşılayacak barajların yapılması, kapasite planlaması, ana isale hattının inşa edilmesi DSİ'nin ana görevi.

Yani normalde Çınarcık'ın suyunu getirecek 67 kilometrelik isale hattını DSİ'nin yapması gerekirdi.

Zaten borç batağındaki belediyenin sırtına 150 milyon Euro daha ilave edilmemeli, şehrin en azından hayati su meselesi merkezi yönetim tarafından çözülmeliydi.

20 sene boyunca kenti yönetenler bu yönde bir irade sergileyemedi.

Farklıydı öncelikleri.

Sergileyebilecekleri bir irade de yoktu kabul etmek gerekir ki.

Ankara'nın hep 'üvey evlat' muamelesi gösterdiği Bursa'nın kentin göbeğine inşa edilen stadyumdaki gibi isale hattının bedelini de üstlenmesi bir başarı değil esasında basiretsizlik örneğiydi.

Bu proje zamanında, merkezi bütçe olanaklarıyla kente kazandırılsaydı işte o zaman bir siyasi başarıdan söz edilebilirdi.

Anlamamakta ısrar edenler için altını çizmemiz gerekli:

Proje değil bütçe yöntemi doğru değildi:

Kurdaki her bir liralık artışta BUSKİ'nin borcunun yaklaşık 350 milyon lira arttığını, kurumun bugün itibarıyla borcunun 23 milyara yaklaştığını unutmamak gerekli.

BUSKİ'de geçen dönemde milyonlarca liralık vurguna imza atıldığını da unutmadınız değil mi?

Büyükşehir'i ve BUSKİ'yi milyarlarca liralık borç batağına sürükleyenler...

Bursa'nın sadece suyunu değil havasını ve trafiğini de katleden, ovayı işgal eden kaçak sanayi tesislerinin her yeri sarmasını senelerce seyredenler...

Bu süre zarfında Uludağ'daki yer altı kaynaklarını aralarında çok uluslu şirketlerin de bulunduğu firmalara kiralamaktan da vazgeçmediler.

Aynı zihniyetin temsilcileri, dış kaynaklı krediyle yapımı devam eden isale hattı projesini Bozbey'in durdurduğunu da iddia etti.

Oysaki proje 1,5 sene önce sadece yüzde 2 seviyesindeydi!

Son 1,5 yılda ise proje yüzde 65 seviyesine kadar ilerledi.

1996'da inşaatına başlanan, 2002 yılında tamamlanan Çınarcık Barajı'nın 23 yılda bitirilemeyen isale hattındaki çalışmanın son 1,5 yılda yüzde 65 seviyesine ulaştığını Çınarcık Barajı İsale Hatları Proje Müdürü Yasin Semerciler söyledi.

Planlanan tarihten 9 ay önce tamamlanarak devreye alınan baypas hattı sayesinde, günlük 110 bin metreküp suyun Dobruca İçme Suyu Arıtma Tesisi'ne aktarıldığı projenin gelecek haziranda tamamlanacağını belirtti ve ekledi:

"Mart 2024 itibarıyla sahada kazı çalışmaları sürmekteydi ve o tarihten bu yana herhangi bir durdurma yaşanmamıştır."

Üstlenici firmanın proje müdürünün paylaştığı, yerel seçimin yapıldığı 2024 Mart'ından fotoğraflar her şeyi anlatıyor aslında.

Ekim 2025'te ise durum aşağıda gördüğünüz gibi.

Hani durdurulmuştu isale hattı projesi?

BUSKİ, planlı kesintilerin ardından ortaya atılan iddiaları yalanlamıştı.

10 başlık altında tüm sorular şeffaflıkla yanıtlanmıştı.

Mustafa Bozbey'in iddialarla ilgili yaptığı açıklamada kullandığı şu ifadeler ise çarpıcıydı:

"Çınarcık Barajı tam 20 yıl önce bitti ancak Bursa hâlâ bu sudan faydalanamıyorsa bunun sorumlusu geçmiş 23 yılın yönetimi, belediye başkanlarıdır.

Bugün yaşadığımız sıkıntının nedeni zamanında alınmayan önlemler ve yılların ihmalidir. O konuşanlar, o birileri yapmadıkları işlerin sorumluluğunu şimdi bizlere atmaya çalışıyorlar. Bunu asla kabul etmeyiz!"

23 yıllık, bizzat kendi sorumluluğundaki ihmalin faturasını bir buçuk yıldır görevde olan Bozbey'e yükleyen bir siyasi anlayışın Bursa'da başarı şansı var mı?

Genelde rıza üretimiyle ayakta kalmaya çalışılıyor.

Yerelde de apaçık gerçeklikler karşısında 'sorumluluk kaydırma'dan, algılardan, meclisteki çoğunluktan güç alan bir sistemi kilitleme savurganlığından medet umuluyor.

Bu kısır siyaset anlayışının şehre faydası yok, temsilcilerine de...