2025.11.19 12:59 Son Güncellenme: 2025.11.19 14:06 - GÜNDEM
İstanbul'da Böcek ailesinin ölümüne ilişkin yedikleri yiyeceklerden alınan örneklerin raporu İstanbul Cumhuriyet Başsavılığı'na ulaştı. İl Tarım Müdürlüğü tarafından hazırlanan raporda uygunsuz herhangi bir madde tespit edilemediği bildirildi
Böcek ailesinin ölümüne ilişkin soruşturma sürüyor.
Ailenin dört ferdinin tükettiği ürünler incelemeye alınmıştı. Yiyecekler üzerindeki inceleme tamamlandı.
İstanbul İl Tarım Müdürlüğü raporuna göre, Böcek ailesinin yemeklerinde uygunsuz bir madde tespit edilmedi.
Soruşturmaya ilişkin gözaltına alınan yedi kişi ise adliyeye sevk edildi.
NE OLMUŞTU?
Almanya'dan 9 Kasım'da İstanbul'a gelen ve Fatih'te bir otelde konaklayan Servet ve Çiğdem Böcek ile çocukları Kadir Muhammet ve Masal, mide bulantısı ve kusma şikayetleri üzerine 12 Kasım'da hastaneye gitti.
OTELDE FENALAŞTILAR
Kontrolden geçen aile otele geri döndü. Bir süre sonra çocuklar fenalaştı 13 Kasım'da otele ambulans çağrıldı. Sabaha karşı hastaneye giden ailenin 3 üyesi müdahaleye rağmen kurtarılamamıştı.
Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesinde tedavi altına alınan anne 14 Kasım'da, baba da 17 Kasım'da vefat etti.
Ailenin kaldığı otelde konaklayan iki turist de bulantı ve kusma şikayetiyle aynı hastanede tedavi altına alındı. Aynı odada konaklayan ve refakatçi olarak hastaların yanında bulunan üçüncü kişi, kalp atış hızının düşük olması nedeniyle tetkik amaçlı hastaneye yatırılmıştı.
HASTANEDE İHMAL VAR MI?
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, 4 kişilik Böcek ailesinin ölümüne ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yapılan ilk incelemelerde hastanelerin tedavilerinde bir sorun saptanmadığını dile getiren Memişoğlu, adli ve idari soruşturmanın sürdüğünü dile getirdi.
Memişoğlu, "Bir kusur varsa gerekli adımlar atılacak." dedi. "Doktor ihmali var mı?" sorusuna da yanıt veren Memişoğu, "İki hastane de yeterli hastane. Gerekli müdahaleleri yapmışlar. Biz her ihtimale karşı inceleme yapıyoruz. Bir eksiklik olduğunu düşünmüyoruz ama yine de inceleme yapıyoruz." ifadelerini kullandı.
4 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında önce 11 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınan ve işlemlerinin ardından adliyeye götürülen midyeci Y.D., lokumcu F.T., kokoreççi E.E. ile kafe işletmecisi F.M.O. tutuklandı.
Otelin çalışanları ve ilaçlama yapan şirketin sahibi dahil 7 zanlı sorguya alındı.
ADLİ TIP RAPORU KİMYASALLARA İŞARET ETTİ
4 kişilik Böcek ailesinin adli tıp ön raporu dün çıktı. Rapora göre, ailenin ölüm nedeni üzerindeki gıda zehirlenmesi ihtimali zayıfladı.
Artık en büyük şüpheli, otel ilaçlanırken kullanılan kimyasal madde olan alüminyum fosfiti işaret ediyor.
Raporun son hali 28 Kasım 2025 tarihinde açıklanacak. Rapora göre Böcek ailesi oteldeki kimyasal madde zehirlenmesinden etkilenmiş olabilir.
Açıklamada, olayın oluş şekli, tıbbi öyküleri, edinilen son bilgiler ve aynı otelden benzer şikayetlerle 2 kişinin daha hastanede tedavi görüyor olmasının birlikte değerlendirildiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
"Öncelikli olarak kalınan oteldeki ortamdan kaynaklı kimyasal madde zehirlenmesi, Daha düşük olasılıkla da tükettikleri besinlere bağlı gıda zehirlenmesi, neticesinde vefat ettikleri düşünülmektedir."
Raporda, ailenin kaldığı otelin 11 Kasım 2025 günü haşere ve böcekler için ilaçlandığı, Olay Yeri İnceleme ekibinden şifahen alınan bilgiye göre ailenin kaldığı 201 numaralı odanın ilaçlama yapılan 101 numaralı odanın hemen üst katında yer aldığı, ailenin kaldığı 201 numaralı odanın havalandırma sisteminin olmadığı belirtildi.
15 Kasım 2025 Cumartesi günü aynı otelden yabancı uyruklu 2 kişinin daha benzer şikayetlerle hastanede tedavi gördükleri de raporda aktarıldı. Öte yandan otel ilaçlaması yapılırken kullanılan kimyasal maddeler ve kutuları, anne Çiğdem Böcek'in hastanede alınan ilk kan örneği, baba Servet Böcek'in hastanede alınan ilk kan örneği ve mide içeriği, yabancı uyruklu 2 kişinin hastanede alınan ilk kan örnekleri, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından incelenmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderildi.
ALÜMİNYUM FOSFİT NEDİR?
Alüminyum fosfit; tarımda ve konutlarda pestisit adıyla kullanılan bir ilaç. İlacın oldukça güçlü bir zehir olduğu, aşırı solunması halinde kolaylıkla ölüme neden olabileceği belirtiliyor.
NTV'ye konuşan Adli Tıp Uzmanları Derneği Genel Sekreteri Dr. Miraç Özdemir, "Alüminyum fosfit özelinde konuşacak olursak bir antidotu yok. Bu sebeple dünyada da en tehlikeli olarak bilinen maddelerden birisi." dedi.
Alüminyum fosfitin panzehri yok ancak eğer böcek ilacı zehirlenmesi olduğu biliniyorsa yapılabilecekler var. Dr. Miraç Özdemir, "İlk tespit edildiği anda kişinin kıyafetleri çıkarılabilir. Yıkama yapılabilir. Eğer solunum sistemi etkilenmişse oksijen desteği uygulanabilecek tedaviler." ifadelerini kullandı.
Esas konu ise ilaçlama koşulları. İlaçlama yapılan ortamın insanlarla temasının kesilmesi gerekiyor. Özdemir, "Bu maddeyi kullanmadan önce o ortam kapatılmalı, maskeli profesyonel ekipmanlı kişiler uyguladıktan sonra uzun bir süre havalandırma yapılmalı." dedi.
HAVALANDIRMA SİSTEMİ YOKMUŞ
Rapora göre, Fatih'teki otelde ilaçlama, 101 numaralı odada yapıldı. Baba Servet, anne Çiğdem, 6 yaşındaki Muhammet ve 3 yaşındaki Masal Böcek hemen üst katta bulunan 201 no'lu odada kalıyordu. Odanın havalandırma sisteminin olmadığı ortaya çıktı.
İKİ FARKLI MADDE
İlaçlama yapan firmanın yetki belgesi olmadığı anlaşıldı. Firma sahibi, otele kendisinin gitmediğini söyledi ve ilaçlamayı yapan çalışan da iki farklı madde kullandığını belirtti.
Ayrıca çalışan havanın sızmaması için her yeri kapattığını, sızmayı engellemeye çalıştığını iddia etti.
"OLAYLARDA ŞİRKETİMİN BİR KUSURU OLAMAZ"
İlaçlama şirketinin sahibi, şirketinin sadece haşere ilaçlama yaptığını ileri sürdü.. "Tahtakurusu ilaçlamaları yapmadık. Ayrıca jel ilaçlaması da yaparız. Meydana gelen olaylarda benim şirketimin bir kusuru olamaz." savunmasını yapan şirket sahibi, "Ben üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum. Zaten gerekli numunelerde alındı, gerçek ortaya çıkar. Böyle bir olay yaşandığı için her insan gibi bende üzgünüm." dedi.
Şirket sahibi, ilaçlama sırasında "Alfasc" ve "Cypermetrin" isimli ilaçları kullandığını da ifadesinde dile getirdi.
Tutuklanan midyeci Y.D, lokumcu F.T, kokoreççi E.E. ile kafe işletmecisi F.M.O'nun savcılıktaki ifadelerine ulaşıldı.
Şüphelilerden kokoreççi E.E., savcılıktaki ifadesinde, dükkanda bulunduğu sırada siparişlerin hazırlanmasıyla herhangi bir şekilde ilgilenmediğini, iş yerinde kullanmış oldukları malzemeleri dükkana satan firmaların getirdiğini, kendilerinin sadece ödemesini yaptığını iddia etti.
Şüpheli E.E., ürünlerin hijyenine dikkat ettiklerini ve olaydan 1 hafta önce iş yerinde denetim yapılarak ürünlerin hijyen kurallarına uygun olduğuna dair tutanak tutulduğunu savundu.
"ÇOCUKLAR HERHANGİ BİR ÜRÜN YEMEDİ"
Tutuklu şüpheli lokumcu F.T. ifadesinde, iş yerinde sigortalı olarak çalıştığını ifade ederek "Dükkan içerisinde çocuklar herhangi bir ürün yemediler. Ayrıca anne ve babaya ikram ettiğim nar çayından da içmediler. Müşterinin almış olduğu 200 lira karşılığındaki 1100 grama gelen lokumdan aynı gün içerisinden yaklaşık 200 farklı müşteriye satmışlığımız olmuştur." dediği öğrenildi.
Lokumcu ayrıca, kendisinin ölüm olayıyla alakası olmadığını da savundu.
Tutuklu şüpheli kafe işletmecisi F.M.O. da çayları anne ve babanın, gazlı içeceği ise çocukların içtiğini, iş yerinde günlük 150-200 kadar adisyon olduğunu, iş yerinde sirkülasyon fazla olduğu için içeceklerin her zaman taze olduğunu, ölümlerle bağlantısının olmadığını öne sürdü.
"MİDYEYİ ADAM İLE KADIN YEDİ"
Bir diğer tutuklu şüpheli midyeci Y.D. ise 5 senedir midye sattığını, bu zamana kadar böyle bir olayla karşılaşmadığını, olay günü bin 50 tane midye aldığını, saat 22.00 sıralarında bütün midyeleri bitirdiğini ileri sürdü.
Şüpheli Y.D, gün içerisinde aynı midyeden yaklaşık 10 tane yediğini ve midye yiyen aileye bir porsiyon satış yaptığını anlatarak "Midyeyi adam ile kadının yediğini gördüm. Ancak çocukların yiyip yiyemediklerini görmedim." iddiasında bunundu.
"NE ZAMAN İSTANBUL'A GELSEM BAŞIMA VUKUAT GELİYOR"
Böcek ailesini hastaneye götüren Sercan Tanrıverdi'nin de ifadesi ortaya çıktı.
"12 Kasım günü saat 11.20'de aile, Kadırga Limanı Parkı'nın önünde aracımın önüne atladı. Beni durdurup aracıma bindiler. En yakın hastaneye götürmemi istediler. " diye konuşan Tanrıverdi, aileyi Bezmialem Hastanesi'ne götürdüğünü dile getirdi.
Aileyi telaşlı gördüğünü ifade eden taksici, "Babayla sohbet etmeye çalıştım. Neyiniz var diye sorduğumda yiyecek ve içecek yemiştik galiba bize dokundu diye cevap verdi. 'Lütfen en yakın hastaneye bizi götür' dedi. Hastaneye doğru giderken kız çocuğu sürekli kusuyordu." diye konuştu.
Çocuğun poşete kustuğunu dile getiren Tanrıverdi, "Anne baygındı, kafasını sağ arka cama yaslamıştı. Yolun bir an önce bitmesini bekliyordu." dedi.
Taksici, şöyle devam etti:
"Babayla sohbet ettiğimde, 'Ne zaman İstanbul'a gelsem başıma vukuat geliyor, geçen sene geldiğimde de motosiklet kazası geçirdim. Kolumu, bacağımı kırdım. Bu sefer de böyle talihsiz olay yaşadım' dedi. Ben normal taksi şoförüyüm, görevimi yaptım. Müşterileri aldım, en yakın hastaneye götürdüm. Bu konu hepimizi üzdü, acı bir haber. Ailesine de baş sağlığı diliyorum"."