Bursa
Çok Bulutlu
11.5°
Başka Gazete

Merkez Bankası, PPK özetini yayımladı

2025.10.31 15:06 Son Güncellenme: 2025.10.31 15:27 - EKONOMİ

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Son döneme ait veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna işaret etmektedir" ifadesine yer verildi.

Merkez Bankası, PPK özetini yayımladı

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Toplantı Özeti'nde, "Son döneme ait veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna işaret etmektedir" ifadesine yer verildi.

TCMB Para Politikası Kurulu'nun 23 Ekim'deki toplantısına ilişkin özet yayımlandı.

Küresel ticaret politikalarına ilişkin belirsizliğin yüksek seviyelerini koruduğu belirtilen özette, süregelen belirsizliğe rağmen, 2025 yılı küresel büyüme tahminlerinde sınırlı iyileşmenin devam ettiği aktarıldı.

Özette, artan korumacılık, öne çekilen talebin geçici etkilerinin ortadan kalkması ve belirsizliğin daha uzun bir zaman dilimine yayılma olasılığının küresel büyüme görünümü üzerindeki aşağı yönlü riskleri güçlendirdiği kaydedildi.

Bu çerçevede, zayıf ve kırılgan görünümün devam edeceği, Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin 2025 yılında yüzde 1,9, 2026 yılında ise yüzde 2,3 artacağı öngörüsünde bulunulan özette, küresel talep görünümündeki zayıf seyir ve arz yönlü gelişmeler ham petrol fiyatlarını baskılamaya devam ederken, enerji emtia fiyatlarının mevcut PPK döneminde gerilediği bildirildi.

Özette, endüstriyel ve değerli metal fiyatları kaynaklı olarak enerji dışı emtia fiyatlarında artış eğiliminin sürdüğü belirtildi.

Türk lirası (TL) mevduat faizlerinin 12 Eylül haftasına kıyasla 82 baz puan azalarak 17 Ekim haftası itibarıyla yüzde 48,5 seviyesinde gerçekleştiği bildirilen özette, şu bilgilere yer verildi:

"Aynı dönemde TL ticari kredi faizleri (Kredili Mevduat Hesabı ve Kredi Kartı hariç) 236 baz puan azalarak yüzde 47,9, ihtiyaç kredisi (Kredili Mevduat Hesabı hariç) faizleri 211 baz puan azalarak yüzde 62,7, konut kredisi faizleri 124 baz puan azalarak yüzde 37,9, taşıt kredisi faizleri ise 570 baz puan azalarak yüzde 36,3 seviyesinde oluşmuştur. Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 12 Eylül-17 Ekim döneminde yüzde 3,1 seviyesine gerilemiştir. Bu düşüşte kredi kartı büyümesindeki yavaşlama etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,3 seviyesinden yüzde 2,6'ya yükselmiştir. Kur etkisinden arındırılmış yabancı para (YP) ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 0,5 ile bir önceki PPK dönemi seviyesinin altında gerçekleşmiştir."

TCMB brüt uluslararası rezervlerinin 12 Eylül'den bu yana 20,6 milyar dolar artarak 17 Ekim itibarıyla 198,4 milyar dolara yükseldiği anımsatılan özette şunlara vurgu yapıldı:

"Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 10 Eylül'den bu yana yatay bir seyirle 22 Ekim itibarıyla 267 baz puan seviyesine gelmiştir. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 22 Ekim itibarıyla yüzde 10,5 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 19,8 seviyesine gelmiştir. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana yurt dışında yerleşik yatırımcıların pozisyon değişimi hisse senedi piyasasında sınırlı kalırken, değişimin neredeyse tamamı Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) piyasasına olmak üzere toplamda 1,3 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşmiştir."

"KARTLA YAPILAN HARCAMALAR AĞUSTOS-EYLÜL DÖNEMİNDE ARTTI"

Özette, ağustos ayında perakende satış hacim endeksinde aylık bazda yüzde 0,9, çeyreklik bazda yüzde 1,8 artış gerçekleştiğine işaret edildi.

Altın hariç bakıldığında hem aylık hem de çeyreklik artışların daha düşük oranlı olduğu, böylece perakende satışların büyümesinin yavaşladığı ifade edilen özette, aynı dönemde ticaret satış hacim endeksinin toptan ticaretteki azalış kaynaklı olarak, aylık bazda yüzde 1,4, çeyreklik bazda ise yüzde 3,6 gerilediği bildirildi.

Hizmet üretim endeksinin ağustos ayında yüzde 0,4 arttığı aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"Çeyreklik bazda yılın ikinci çeyreğindeki yatay seyrin üçüncü çeyrekte de devam ettiği görülmektedir. Kartla yapılan harcamalar ağustos-eylül döneminde artmıştır. Diğer yandan, kart kullanım oranında son yıllarda görülen artışın etkisi dışlandığında tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları temmuz-ağustos döneminde azalmış, otomobil satışları ise ağustos ayındaki yüksek aylık artışın ardından eylül ayında gerilemiş, böylelikle üçüncü çeyrekteki artış daha ılımlı bir düzeyde gerçekleşmiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, yılın üçüncü çeyreğinde kayıtlı iç piyasa siparişlerindeki zayıf seyrin sürdüğünü göstermektedir. Özetle, son döneme ait veriler, talep koşullarının dezenflasyonist düzeyde olduğuna işaret etmektedir."

Özette, ağustos ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 0,4, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda yüzde 7,1 arttığı bildirildi.

Çeyreklik bazda sanayi üretiminin ağustos ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte yatay seyrettiğinin anımsatıldığı özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

"Ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretiminin çeyreklik bazda sınırlı olarak gerilediği görülmektedir. İmalat sanayisine yönelik anket göstergeleri, üçüncü çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin görece zayıf seyrettiğine işaret etmiştir. Öncü veriler, üçüncü çeyrekte gerilemeyi sürdüren imalat sanayi kapasite kullanım oranında ekim ayında yatay bir seyir ima etmektedir. Çeyreklik bazda inşaat üretim endeksi ise ağustos ayı itibarıyla üçüncü çeyrekte yüzde 5,1 yükseliş kaydederken, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,5 artmıştır."

İŞ GÜCÜNE KATILIM ARTTI

Özette, ağustos ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 32,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği ve çeyreklik bazda yüzde 0,5 arttığına vurgu yapıldı.

Bu dönemde, işgücüne katılım oranının çeyreklik olarak 0,1 puan arttığı, işsizlik oranının ise 0,2 puan azalarak yüzde 8,3 seviyesine gerilediği bilgisi verilen özette, anket göstergelerinin yılın üçüncü çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinde tarihsel ortalamanın altında seyreden görünümün devamına işaret ettiği vurgulandı.

Özette, şu ifadelere yer verildi:

"Ağustos ayında cari işlemler dengesi aylık bazda 5,5 milyar dolar fazla vermiştir. 12 aylık birikimli cari açık önceki aya kıyasla 0,6 milyar ABD dolar azalış göstererek 18,3 milyar dolara gerilemiştir. Seyahat gelirleri tatil sezonunun etkisiyle aylık bazda 8,3 milyar dolara yükselmiş ve önceki yıl seviyesinin 150 milyon dolar üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli olarak seyahat gelirleri 58,1 milyar dolar olmuş, hizmetler dengesi fazlası ise 62,3 milyar ABD dolar seviyesinde gerçekleşerek güçlü seyrini sürdürmüştür."

Eylül ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat azalırken, ithalat artışının kaydettiği belirtilen özette, 12 aylık birikimli dış ticaret açığının bir önceki aya göre yükseldiği ifade edildi.

Özette, bu dönemde, küresel düzeyde altın fiyatlarının artışıyla güçlenen altın ithalatının da söz konusu artışa katkı verdiği vurgulandı.

Altın hariç bakıldığında dış ticaret açığındaki artışın daha sınırlı olduğu aktarılan özette, şunlar kaydedildi:

"12 aylık birikimli cari açıkta eylül ayında artış olacağı öngörülmektedir. Altın ithalatı, eylül ayında 2,5 milyar dolar seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 21,7 milyar dolar olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, temmuz ve ağustosta gösterdiği gerileme sonrasında eylülde sınırlı artmıştır. Eylül ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ekim ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle beraber değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta gerilemeye, ithalatta ise üçüncü çeyrekteki azalışı sonrası toparlanmaya işaret etmektedir. Cari açığın finansmanı tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, ağustosta yüzde 167,3 olarak gerçekleşmiştir. Söz konusu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda yaklaşık yüzde 150 olmuştur. Bu çerçevede, yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin hız kesmesiyle borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir."