Bursa
Hafif Sağanak Yağışlı
16.7°
Başka Gazete

Kuraklık bu yıl birçok üründe etkisini hissettirdi

2025.10.07 12:12 Son Güncellenme: 2025.10.07 12:14 - GÜNDEM

Ankara Üniversitesi'nden Prof. Dr. Hakan Ulukan, kuraklığın ülke genelinde hemen her ürünü etkilediğini belirterek, özellikle İç Anadolu, Ege, Akdeniz, Batı ve Doğu Karadeniz bölgeleri ve Güneydoğu Anadolu'daki verim kayıplarının ciddi boyutlara ulaştığını söyledi.

Kuraklık bu yıl birçok üründe etkisini hissettirdi

Meteoroloji Genel Müdürlüğünün Standartlaştırılmış Yağış İndeksi (SPI) verilerine göre Ağustos 2025'te Türkiye'nin yarısından fazlası "çok şiddetli" veya "olağanüstü" kuraklık kategorisinde yer aldı. Eylül ayı verilerine bakıldığında ise kuraklığın etkileri sürüyor.

Bu durum, özellikle İç Anadolu'nun Batı ve Güney Bölgeleri'nde toprak nemi düşüşüne, buğday ve mısır gibi temel ürünlerin verimlerinde önemli azalmaya neden olarak tarımı derinden etkiliyor.

4,3 milyon kilometrekareyi aşkın alanda etkisini hisettirdi

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Ulukan, Türkiye'de kuraklığın bu tarım yılında hemen her ürünü etkilediğini söyledi.

Ulukan, kuraklığın, bir bölgenin nem miktarındaki geçici dengesizliğin o bölgedeki su kıtlığı ile ilişkisi olduğunu belirterek, doğal bir iklim olayı olan kuraklığın, bu yıl tarımsal üretimi ciddi ölçüde etkilediğini vurguladı.

Türkiye'de toprakların dörtte üçünün kurak ve yarı kurak iklimin etkisinde olup, bu durumun dünyada toplam 4,3 milyon kilometrekareden daha çok alanda kendisini hissettirdiğine işaret eden Ulukan, "Bu tarım yılında kuraklık, pek çok tarla, bahçe, sebze ve meyveyle, baklagil ve buğdaygil yem bitkileri ile çayır ve meralarda, hatta ormanlık alanlarda kendisini gösteriyor." ifadesini kullandı.

"Türkiye'de tarımsal kuraklık öne çıktı"

Ulukan, kuraklığın meteorolojik, tarımsal ve hidrolojik olarak üçe ayrıldığına dikkati çekerek, "Bu yıl meteorolojik kuraklıkla başlayan süreç, birçok bölgede tarımsal kuraklığa dönüştü. İzmir'de 6-7 ay boyunca tarımsal kuraklık etkili oldu. İç Anadolu'da görülen kısa süreli yerel sağanak yağışlar toprak profilini ancak hafifçe yıkadı, artan sıcaklıklarla su hızla buharlaştı. Hidrolojik kuraklıkta, hatalı tarımsal uygulamalar ve yer altı sularının aşırı kullanımı, izinsiz kuyu açma girişimleri diğer kuraklıklarla birleşerek, etkiyi daha da derinleştirdi." diye konuştu.

Kuraklığın kültür bitkilerindeki büyüme ve gelişmeyi doğrudan etkilediğini belirten Ulukan, sıcaklıkların artmasıyla kuraklığın bitkisel üretimde fizyolojik, reaksiyonel ve metabolik olan süreçleri bozarak, çiçeklenmenin erkene kaymasına, hasat zamanının değişmesine ve ürünlerde ekonomik önem taşıyan kısımların henüz olgunlaşamadan oluma gelmelerine neden olduğunu anlattı.

Ulukan, kuraklığın en şiddetli etkilediği bölgelerin İç Anadolu, Marmara, Ege, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Orta-Batı Karadeniz olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

"İç Anadolu'da buğday ve arpa, yulaf, tirtikale, Marmara ve Ege'de bazı meyve ve sebzelerle patates, soğan, zeytin, Akdeniz'de limon, domates ve çilek, Güneydoğu'da pamuk ve mısır, Karadeniz'de çay, kivi kuraklıktan olumsuz etkilendi. Genel olarak tarım ürünlerindeki verim ve verim unsurlarında oluşan kayıplar yüzde 4 ila 65 arasındadır. Kuraklıktan en çok etkilenmesini beklediğim ürünler buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, pamuk, zeytin, şeker pancarı, keten, domates, kışlık patates, soğan, havuç, nar, limon, çilek, kiraz, badem gibi tarla ve bahçe bitkileridir."

"Damla sulama ve kapalı kanallar kullanılmalı"

Baraj, göl, gölet ve yer altı su seviyelerindeki düşüşün tarımsal sulama açısından risk oluşturduğunu vurgulayan Ulukan, sulamada ileri teknolojilerin kullanılmasının zorunlu olduğunu kaydetti.

Ulukan, tarladaki sulama sırasında bitki kök bölgesine verilen su miktarının, buharlaşan sudan fazla miktarda olması gerektiğini kaydederek, "Bu nedenle öğlen saatlerinde sulama yapılmamalı, sabahın erken ya da akşam ve serin olan saatler tercih edilmeli, damla sulama ve kapalı kanallar kullanılmalı. Aksi halde su kayıpları artacağından kuraklık riski de derinleşecektir." dedi.

Çiftçilerin kuraklık karşısında bazı uyum yöntemleri geliştirdiğini aktaran Ulukan, üreticilerin kuraklığa dayanıklı bazı bitki türlerini tercih ettiklerini, ancak sulama tekniklerinin, ürün deseni değişikliklerinin ve sigorta sistemlerinin bu riski karşılamada henüz yeterli olmadığını söyledi.

"Yağmur suyu hasadı ve mikro su hasadı gibi yöntemlerle suyun korunması sağlanmalı"

Ulukan, tarımda kuraklığın etkilerini azaltmak için önlem alınabileceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Kısa vadede, nohut, mercimek, haşhaş, lavanta, adaçayı, sumak, nane, kabak, kuru soğan, keten, kinoa, marul gibi kurağa dayanıklı bitkiler tercih edilmeli. Uzun vadede, çam, zakkum, kuşburnu, biberiye, çim zambağı, yasemin, lavanta, tatlı patates, yucca, yaban mersini, mor patates gibi türlerin ekimi yaygınlaştırılmalı. Minimum toprak işleme, malçlama, kuru tarım teknikleri, akıllı tarım teknolojileri, dron ve yapay zeka uygulamaları kullanılmalı. Yağmur suyu hasadı, gölgeleme, rüzgar kıranlar, mikro su hasadı gibi yöntemlerle suyun korunması sağlanmalı. Organik gübreleme ve toprak analizi ile toprağın verimlilik ve su tutma kapasitesi artırılmalı."

Ayrıca, çiftçiler arasında üretim girdileri ve pazarlama için etkili bir kooperatifleşmenin olması gerektiğine işaret eden Ulukan, üreticilerin ilgili kuruluşların desteğiyle periyodik bilgilendirme toplantıları ve konferanslara tabi tutulmaları gerektiğini sözlerine ekledi.