2025.11.19 15:49 Son Güncellenme: 2025.11.19 15:53 - GÜNDEM
Yalova'dan Bozcaada'ya giderken teknesi parçalanan iş insanı Halit Yukay'ın ölümüne ilişkin hazırlanan iddianamenin ayrıntılarına ulaşıldı.
Balıkesir'in Marmara Adası açıklarında 4 Ağustos'ta teknesi parçalanmış bulunan ve cansız bedeni 6 Eylül'de denizden çıkarılan yat üreticisi Halit Yukay'ın ölümüne ilişkin Erdek Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, Yukay'ın teknesine çarptığı iddia edilen "Arel 7" isimli kuru yük gemisinin tutuksuz yargılanan kaptanı C.T. (61) hakkında "taksirle ölüme neden olmak" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası istendi.
Ayrıca, gemide bulunan kaptan dışındaki 8 kişi ve gemi şirketi yetkilisi hakkında da "yardım veya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talep edilerek, dosyanın ayrılmasına karar verildi.
Bilirkişi ve olay yeri tespit tutanaklarında kazaya ilişkin detaylar yer aldı
İddianamede yer verilen olay yeri inceleme tutanaklarında, Arel 7 isimli kuru yük gemisinin Marmara Adası'nın güneyinden rotasına devam ettiği, gemi personelinin 17.10 sularında yaklaşık 7 knot sürat ile batık tekne gördükleri, geminin deniz trafiği iz bilgisinden bakıldığında yaklaşık 1 mil mesafe gittikten sonra geri dönüş manevrası yaptığının anlaşıldığı yer aldı.
Raporda gemi personeli tarafından çekilen videoda tekne parçalarının birbirinden çok uzaklaşmadığı, can yeleği ve batık tekne parçaları gördüklerini beyan etmelerine rağmen batıkla ilgili ihbarda bulunmadıkları bilgisi paylaşıldı.
Gemi kaptanının şirket yetkilisi A.G'ye konu hakkında bilgi verdiği ancak şirket yetkilisi tarafından rutin seyirlerine devam etmelerinin söylendiği belirtilen raporda, batan teknenin ihbar edilmemesi üzerine arama kurtarma çalışmalarının çok geç başladığı tespiti vurgulandı.
Gemi kaptanı ifadesinde sadece enkaz gördüğünü, canlı izi görmediğini söylemiş
Gemi kaptanı C.T'nin iddianameye giren ifadesinde, olay günü saat 17.10 sıralarında geminin iskele ve sancak taraflarında baş tarafa yakın ilk başta ne olduğunu anlamlandıramadığı parçalar gördüğünü söylediği belirtildi.
İddianamede, kaptanın görüş mesafesinde yakından geçerken deniz vasıtası olduğunu anladığını ve kontrol etmek için daire çizdiğini, can simidi, can yeleği ve tekne parçaları gördüğünü ancak canlı emaresi görmediği için yoluna devam ettiğini, herhangi bir çarpma da yaşanmadığını ifade ettiği yer aldı.
Oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ'un iddianameye giren beyanında ise Yukay ile saat 17.09'da telefonla konuştuğunu, 37. saniyede kendisine konum sorduğunu söylediği bildirildi.
Tatlıtuğ'un, iddianamedeki beyanında şu ifadeler yer aldı:
"O da bana 'Marmara adasına yaklaştım, akşama da Bozcaada'da olacağım hava kararmadan önce. Her şey kontrol altında merak etme.' dedi. Lokasyon konuşmasından hemen sonra sağanak bir rüzgarın içine girmiş gibi bir ses duydum, akabinde Marmara Adası bölgesinde telefonun belli başlı yerlerde çekmediğine şahit olmuştum. Bundan 4 hafta önce kendi teknemle Yalova'dan aynı rota üzerinden Halit Yukay ile birlikte gittik. Ondan dolayı telefonun daha sonra çekeceğini ve o zaman görüşme yapabileceğimizi düşünerek telaş etmedim. Sonrasında ara ara aramalar ve mesajlar göndermeme rağmen herhangi bir irtibat sağlayamadım. Yakınlarıyla görüştük, telaş etmeye gerek olmadığını düşündük. İyi bir denizci olduğu için hava kötü olursa Çeşme'de konaklayabileceği bilgisine ulaştım."
"Tekne kaptanı Halit Yukay'ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu değerlendirilmiştir"
Olayla ilgili iddianameye giren bilirkişi raporunda ise kazayla ve sonrasıyla ilgili tespitlere yer verildi.
Kazanın denizcilik literatüründe "neredeyse hiç rastlanmayan" ifadeleriyle vurgulandığı raporda şunlar yer aldı:
"Fiziksel temasın gerçekleştiğinin teknik bulgularla (gemi gövdesindeki sürtme izleri boya kalıntıları, boya analizi sonuçları, enkaz yapısal bütünlüğü) doğrulandığı, Graywolf teknesinin batmasına yol açan hasarın, Arel-7 gemisiyle meydana gelen çarpışmadan kaynaklandığı belirlendi. Kazanın meydana geldiği ana kadar her iki kaptanın da çatışma ihtimalini fark etmediği ve olayın beklenmeyen bir anda gerçekleştiği anlaşılmıştır. Tarafımızca incelenen önceki deniz kararlarına göre, benzer türde olaylara genellikle manevra kısıtının bulunduğu dar su yollarında rastlanıldığı, buna karşın açık denizde görüşün iyi olduğu aydınlık saatlerde ve herhangi bir manevra kısıtının bulunmadığı bir bölgede, ticari gemi rotası üzerindeki bir gemiye bir sürat teknesinin tam seyir hızıyla baş tarafından ve doğrudan çarpması şeklinde bir kazaya denizcilik literatüründe neredeyse hiç rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Kazanın Yukay'ın yüksek hızda seyir halindeyken ticari gemi rotasında gerekli gözcülük görevini yerine getirmemesi nedeniyle meydana geldiği, bu durumun teknik açıdan kazanın başlıca nedeni olarak değerlendirildiği anlaşılmıştır. Ayrıca çatışmanın oluşumunda Graywolf adlı teknenin yüksek hızda seyretmesi, radar reflektörünün bulunmaması, gri renkli bordası nedeniyle düşük görünürlüğe sahip olması ve tekne kaptanının olay anında alt kamaradan telefon görüşmesi yapıyor olmasının etkili unsurlar arasında bulunduğu tespit edilmiştir. Kazaya ilişkin tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde tekne kaptanı Halit Yukay'ın kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu değerlendirilmiştir."
İddianamede, gemi kaptanının ise tekneyi uyarmak için düdük ve çeşitli uyarıcılara başvurarak kazadan kaçınmaya yönelik tedbirler alabileceği ancak gerekli gözleme faaliyetlerini yapmadığı gerekçesiyle tali kusurlu bulunduğu bilgisine yer verildi.
Tutuksuz yargılanan kaptan C.T. ile 9 kişinin yargılanmasına ilerleyen günlerde başlanacak.
Olay
Halit Yukay, 4 Ağustos'ta "Graywolf" isimli özel teknesiyle Bozcaada'ya gitmek üzere denize açılmış, kendisinden bir süre haber alamayan yakınlarının durumu aynı günün gecesi güvenlik güçlerine bildirmesi üzerine arama çalışması başlatılmıştı.
Sahil Güvenlik ekiplerince Kapıdağ Yarımadası Turanköy açıklarında çekilen görüntülerde, söz konusu teknenin kaza nedeniyle parçalanmış ve yarı batık halde olduğu tespit edilmişti.
Tekne içinde dalış timi tarafından arama yapılmış fakat herhangi bir bulguya rastlanmamıştı.
Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmış, "taksirle ölüme sebep olma" suçlamasıyla tekneye çarptığı ileri sürülen geminin kaptanı C.T. gözaltına alınmıştı. 8 Ağustos günü hakim karşısına çıkan C.T, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, yapılan itiraz üzerine 10 Ağustos'ta tutuklanmıştı. C.T, bir süre tutuklu kaldıktan sonra salıverilmişti.
Taramalı sonar ve ROV cihazlarıyla yapılan arama faaliyetleri neticesinde 23 Ağustos'ta 68 metre derinlikte deniz tabanında tespit edilen ceset, 3 Eylül'de çıkarılmıştı,
Bursa Adli Tıp Kurumu morguna getirilen ve DNA eşleşmesinde Yukay'a ait olduğu belirlenen cenaze, 6 Eylül'de İstanbul'da düzenlenen törenin ardından Ümraniye Hekimbaşı Mezarlığı'nda toprağa verilmişti.