2025.04.23 19:12 Son Güncellenme: 2025.04.23 19:12 - SİYASET
Tutuklu İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Ankara'da Birinci Meclis'ten Anıtkabir'e doğru gerçekleştirilen tarihi yürüyüşe mesaj yolladı. İmamoğlu mesajında, "23 Nisan 1920'de, hep birlikte bir karar verdik. 'Bu ülke, bir kişinin iradesiyle değil, milletin iradesiyle yönetilecek' dedik. 'Yetki sarayda değil, Meclis'te olacak' dedik. O günden bu yana, kendi iradelerini millete dayatmaya kalkanlar hep Meclis'imizi hedef almıştır. Bugün de Meclis'i hiçe sayan, ülkeyi saraydan yönetebileceklerini zanneden bir avuç insan, iş başındadır. Devletimizin kadim kültürünü, geleneklerini yıkıp geçtiler. Tek bir şeyi yapamadılar: Milletin sesini kısamadılar" ifadelerini kullandı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'in, önümüzdeki ilk genel seçimlerde cumhurbaşkanı adayı olarak ilan ettiği seçilmiş İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve arkadaşlarının yargı görünümlü iktidar kumpasıyla tutuklanmasının ardından başlattığı eylemsellik süreci, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 105'nci yıldönümünde Ankara'ya taşındı.
İmamoğlu'nun Anıtkabir yürüyüşüne yolladığı mesaj da şöyle oldu:
"Bağımsızlık mücadelemizin kalbi, Cumhuriyetin ve milli iradenin başkenti Ankara; merhaba. Atatürk'ün emanetinin muhafızları, güzel Ankaralılar, sizleri sevgiyle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum. 23 Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Varlığıyla onur duyduğumuz Gazi Meclisimiz, bağımsızlığımızın ve milli iradenin somutlaştığı, hayat bulduğu yerdir. 23 Nisan 1920'de, hep birlikte bir karar verdik. 'Bu ülke, bir kişinin iradesiyle değil, milletin iradesiyle yönetilecek' dedik. 'Yetki sarayda değil, Meclis'te olacak' dedik. O günden bu yana, kendi iradelerini millete dayatmaya kalkanlar hep Meclis'imizi hedef almıştır. Bugün de Meclis'i hiçe sayan, ülkeyi saraydan yönetebileceklerini zanneden bir avuç insan, iş başındadır. Bir kişiye göre tasarladıkları uyduruk bir rejimle, bütün gücü ellerinde topladılar. Başta Meclis olmak üzere, ülkenin tüm kurumlarını zayıflattılar, içini boşalttılar. Devletimizin kadim kültürünü, geleneklerini yıkıp geçtiler."
"Tek bir şeyi yapamadılar: Milletin sesini kısamadılar. 19 Mart darbe girişimiyle, demokrasiye son darbeyi vuracak, milletin sesini, nefesini keseceklerdi... Ama millet, öyle bir ayağa kalktı ki, kendileri nefessiz kaldılar. Milletin karşısında öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki... Ellerinde Türk bayraklarıyla 'hak, hukuk, adalet' isteyen gençlerin karşısına çıkıp, onları ikna edebilecek tek bir cümleleri kalmadı. Öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki... 'Devlet, iftirayla şantajla değil, adaletle yönetilir' diye devlet adamlığı dersi veren çiftçilerimizin karşısına çıkmaya yüzleri yok. Öyle çaresiz, öyle aciz bir haldeler ki... Milletin önünde rakipleriyle eşit şartlarda yarışmaktan korkup, yargının arkasına sığınıyorlar. Çıkın saklandığınız yerden, çıkın. Yargıyı rahat bırakın. Mahkemeler, siyasi meseleleri çözemezler. O meseleleri, ancak millet çözer. Sandıktan kaçarak, yargının arkasına saklanarak geçirdiğiniz her gün, bu millete yaşattığınız eziyetler daha çok artıyor. Milli iradeye savaş açarak, çıkmaz bir yola girdiniz."
"Burası, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Cumhuriyet'idir. Burası, milli iradeye dayanan, demokratik bir cumhuriyettir. 23 Nisan 1920'den beri, bu ülkede millet ne derse, o olur. Bu ülkede hiç kimse millete rağmen, milleti hiçe sayarak koltuğunda oturamaz. Bu gerçeği unutmuş olanlar olabilir. Ama millet unutmadı, unutmayacak. Çünkü ulusal egemenlik, bizim özgürlük ve bağımsızlığımızın, cumhuriyet ve demokrasimizin teminatıdır. Ulusal egemenlik, çocuklarımızın mutluluk ve huzurunun teminatıdır. Bugün ülkemizin dört bir yanını donattığımız ay yıldızlı bayrağımız, milletçe bağımsızlığımızın, egemenliğimizin en güzel, en şanlı simgesidir. Gelin, 23 Nisan'da astığımız bayrakları 19 Mayıs'a kadar dalgalandırmaya devam edelim. Evlerimizde, iş yerlerimizde, arabalarımızda, cep telefonlarımızda bayraklarımız hep gözümüzün önünde olsun. Bayrağımızın simgelediği değerler için, mücadeleyi her gün daha da büyütelim. Bizi bekleyen güzel günlere hep birlikte, umutla, cesaretle, azimle yürüyelim. Bayramımız kutlu olsun. Yaşasın 23 Nisan, yaşasın çocuklar, yaşasın Türkiye, yaşasın Cumhuriyet. Kalın sağlıcakla. Ekrem İmamoğlu. Silivri Cezaevi."