2025.02.01 14:43 Son Güncellenme: 2025.02.01 15:17 - SİYASET
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yerel yöneticilerin İzmir'e sahip çıkmadıklarını belirterek "Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor. Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur." dedi.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin İzmir 8. olağan il kongresinde konuştu.
Erdoğan'ın açıklamaları:
"Kongrelerimizin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum. İlimizin verdiği tüm şehitleri rahmetle yad ediyorum. 1. Dünya Savaşı'nda İzmir işgal edildiğinde tüm Türkiye yasa boğulmuştur. O kara günlerde milletimiz İzmir'e sıkı sıkı sahip çıkmıştır. İzmir'e sahip çıkmak bu şehre aşkla hizmet etmekle olur. Bugün yerel yöneticilerin İzmir'e sahip çıkmadıklarını üzülerek görüyoruz. İzmir'in hemen tüm mahalleleri, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek olanlar, maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir'e su basıyor. Alt yapı deseniz hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor.
"ÜLKENİN EN PAHALI SUYUNU İZMİRLİLERE İÇİRİYORLAR"
Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole oturturlar sonra özür dilerler. CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki İzmir'in temsilindeki sorunları ikrar etmek mecburiyetinde kaldı. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içiriyorlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemediklerinden temel hizmetler bile aksar. Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. Eski belediye başkanların kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Neresinden tutsanız elimizde kalan bir İzmir fotoğrafı var. İzmir her alanda sürekli geriliyor. Son 10 yılda yaşananlar bile, şehrin CHP'li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalına sokulduğunu göstermeye yeterlidir.
"KÖTÜ GİDİŞAT İZMİR'İN KADERİ DEĞİLDİR"
Bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenlerini devam ettirmek için canhıraş bir şekilde uğraşıyorlar. Bu kötü gidişat İzmir'in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur.
"YEDİLER, İÇTİLER, DAĞILDILAR"
Bunların cumhuriyetin gelişiminde zerre katkısı olmadı. 'Mustafa Kemal'in itleri' diyenlerle birlikte belediyelerde soygun düzeni kurmayı, kent uzlaşısı adı altında meşrulaştırma çabasına girdiler. Yıllardır Gazi Mustafa Kemal'in mirasını yağmalamaktan bıkmadılar. Görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması ayrı bir hastalık. Muhalefeti, alternatif vizyon üretme sorumluluğu olmaktan çıkartıp, Türk milletinin düşmanı kim varsa değirmenine su taşıma aracı haline bunlar getirdi. Gazi'nin emaneti olan Cumhuriyet'e en büyük zararı, sorsanız Atatürkçülüğü ve Kemalizmi kimseye bırakmayan işte bu mirasyedi tayfa vermektedi. Her İzmir'e gelişlerinde yediler, içtiler, dağıldılar.
İZMİR'E YATIRIMLAR
Utanmadan, arlanmadan çıkıp bizim terörsüz Türkiye çabamızla kendi suç ortaklıklarını bir tutmaya kalkıyorlar. Topunun birden İzmir'e tırnak ucu kadar bir hizmeti dokundu mu? İzmir'e son 22 yılda, günümüz rakamlarıyla 1 trilyon 275 milyar lira tutarında kamu yatırımı yaptık. Dikili Devlet Hastanemizi 50 yatağıyla önümüzdeki günlerde vatandaşlarımızın hizmetine sunacağız. Selçuk Devlet Hastanemizi 50 yatağıyla, Buca Ağız ve Diş Sağlığı Hastanemizi ise 70 ünitesiyle yıl sonuna kadar tamamlıyoruz. İzban, şehrin kuzeyindeki Aliağa'dan güneyindeki Selçuk'a kadar uzanan 136 km'lik bir güzergâhta şu anda hizmet veriyor. Yapımı süren Ankara-İzmir Yüksek Hızlı Tren hattımızı 2027'de bitirmeyi hedefliyoruz. Şubat ayında Çeşme'ye, seneye de Karaburun'a doğalgaz arzı sağlamayı planlıyoruz
Küresel ve bölgesel gelişmelerin hepsi ülkemizin bugünkü konumunu ve gelecekteki hedeflerini yakından ilgilendiren mahiyete sahiptir. Türkiye olarak hiçbir hadiseye duyarsız kalmamız mümkün değildir. Emperyalistlerin sinsi, aşağılık oyunlarında rol almayı ülkelerine hizmet etmeye yeğleyenlerden Türkiye'ye hayır gelmez. Dünyanın en kadim coğrafyasının, en gözde yerine sahip olup da dikensiz gül bahçesi misali bir hayat tasavvur etmek gerçekçi değildir. Bugün de hemen her ülkenin gönlünde bu topraklara sahip olma isteğinin yattığından hiç şüpheniz olmasın."