Bursa
Açık
3.3°
Başka Gazete

Bursa TMMOB Şehir Plancıları Odası: "Kamu hizmet alanlarını tasfiye eden düzenleme kabul edilemez!"

2025.12.16 17:08 Son Güncellenme: 2025.12.16 17:20 - BURSA

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu (İKK), 22 Kasım 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliğine tepki gösteren bir basın açıklaması yayımladı.

Bursa TMMOB Şehir Plancıları Odası: "Kamu hizmet alanlarını tasfiye eden düzenleme kabul edilemez!"

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından yapılan basın açıklaması şöyle:

Kamu Hizmet Alanlarını Tasfiye Eden Düzenleme Kabul Edilemez

22 Kasım 2025 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği, kamuya kazandırılması gereken değer artışına ilişkin hükümler içermekle birlikte, özellikle umumi ve kamu hizmet alanlarına yönelik düzenlemeleri nedeniyle şehircilik ilkeleri, planlama bilimi ve kamu yararı açısından ciddi sakıncalar barındırmaktadır.

Söz konusu Yönetmeliğin 16'ncı maddesinin ikinci fıkrası, özel mülkiyette olup imar planlarında umumi ve kamu hizmet alanlarına ayrılmış taşınmazların, ilgili idarenin "kamu hizmet alanına ihtiyacı olmadığı" yönünde görüş vermesi halinde, eşdeğer alan ayrılmaksızın plan değişikliği yoluyla yapılaşmaya açılabilmesine olanak tanımaktadır. Bu düzenleme, şehir planlamasının en temel ilkeleriyle açık biçimde çelişmektedir.

Şehir planlaması, yalnızca bugünün ihtiyaçlarını karşılayan bir teknik işlem değil, gelecek kuşakların kamusal ihtiyaçlarını güvence altına alan bilimsel ve kamusal bir süreçtir. Kamu hizmet alanları, mevcut talep olmadığı gerekçesiyle tasfiye edilebilecek geçici rezervler değildir. Aksine, nüfus projeksiyonları, kentsel gelişme senaryoları ve uzun vadeli kamusal gereksinimler doğrultusunda planlanan vazgeçilmez mekânsal unsurlardır.

Yönetmelikte yer alan bu hüküm, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği'nde güvence altına alınan öngörü, donatı dengesi ve plan bütünlüğü ilkelerini fiilen ortadan kaldırmaktadır. Kamu hizmet alanlarının eşdeğer alan ayrılmaksızın plan dışına çıkarılması, yerleşmelerde geri dönülmez sosyal ve teknik altyapı eksikliklerine yol açacaktır.

Dahası, düzenleme idareleri kamulaştırma yükümlülüğünden kaçınmaya teşvik eden bir mekanizma yaratmaktadır. "İhtiyaç yoktur" görüşü, herhangi bir bilimsel analiz, üst ölçekli plan kararı veya nüfus projeksiyonuna dayandırılmamış; bu haliyle keyfi uygulamalara açık bir idari yetki alanı oluşturulmuştur. Bu yaklaşım, kamu yararını kısa vadeli mali kaygılara tabi kılmak anlamına gelmektedir.

Ayrıca yönetmelik, değer artış payının tespitine esas olan değerleme raporlarının hazırlanması ve karar süreçlerine ilişkin hükümleriyle de ciddi tutarsızlıklar içermektedir. Değer artış payını doğuran idari işlem uygulama imar planı değişikliği olmasına rağmen, planlama disiplininin bu süreçlerde zorunlu ve belirleyici bir rol üstlenmesi güvence altına alınmamıştır. Şehir plancıları, plan değişikliğinin mekânsal, sosyal ve kamusal etkilerini değerlendirme yetkinliğine sahip temel meslek grubu olmasına karşın, değerleme ve karar süreçlerinde diğer mesleklerle birlikte yalnızca opsiyonel bir konuma indirgenmiştir. Bu yaklaşım, bir yandan plan değişikliğinin teknik ve kamusal niteliğini kabul ederken, diğer yandan planlama disiplininin sürece zorunlu katılımını dışlayan çelişkili bir anlayışı yansıtmaktadır.

Benzer şekilde, değer artış payının belirlenmesinde görev yapan Kıymet Takdir Komisyonlarının oluşumunda da şehir plancılarının zorunlu unsur olarak tanımlanmamış olması, planlama disiplininin kamusal sorumluluğunu zayıflatan bir başka önemli sorundur. Planlama kararlarının ekonomik sonuçları düzenlenirken, bu kararların kent bütününde yaratacağı mekânsal ve toplumsal etkilerin yeterince dikkate alınmaması, düzenlemenin şehircilik ilkeleri ve kamu yararıyla olan bağını daha da koparmaktadır.

Şehir Plancıları Odası olarak açıkça ifade ediyoruz ki planlama, kamusal sorumluluktan vazgeçme aracı değildir. Kamu hizmet alanlarını bugünkü ihtiyaç gerekçesiyle ortadan kaldıran her düzenleme, kentlerin ve yerleşmelerin geleceğini ipotek altına almaktadır.

Bu nedenlerle, İmar Planı Değişikliğine Dair Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği'nin 7, 8 ve 16'ncı maddesi, şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararıyla bağdaşmamaktadır. Şehir Plancıları Odası olarak söz konusu düzenlemenin iptali için hukuki süreci başlatacağımızı ve mesleki, bilimsel ve kamusal sorumluluklarımız gereği bu sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz.