2025.12.08 09:31 Son Güncellenme: 2025.12.08 09:32 - BURSA
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün ameliyathane ve endoskopi ünitelerinde hafta içi 22.00'ye kadar ve hafta sonu 08.00 ile 17.00 saatleri arasında en az yüzde 25 kapasiteyle hizmet planlanmasını isteyen yazısına tepki gösterdi. Pala, düzenlemenin sağlık çalışanlarında tükenmişliği derinleştireceğini, hasta güvenliği ve hizmet kalitesi açısından ciddi riskler doğuracağını vurgulayarak konuya ilişkin yazılı yanıt istemiyle Sağlık Bakanlığına kapsamlı bir soru önergesi iletti.
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve TBMM Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala, "Bu düzenleme hastanelerdeki randevu kuyruklarının kök nedenlerini çözmüyor. Asıl sorunlardan biri, ticarileştirilmiş sağlık hizmetleri nedeniyle oluşan kışkırtılmış sağlık talebidir. Sağlık emekçileri İstanbul'da ve ülkenin diğer bölgelerinde mevcut iş yükü altında eziliyor. Personel açığı, planlama ve finansman sorunları varken mesainin geceye ve hafta sonuna uzatılması hem çalışan sağlığını hem de hasta güvenliğini riske atar." dedi.
Önergede Pala, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu'ndan düzenlemenin gerekçesi, bu konuda yapılan ön çalışmalar, yürütme esasları ve çalışanların özlük haklarına ilişkin ayrıntılı bilgi talep etti. Milletvekili Pala'nın talebine karşın Bakan Memişoğlu, kendisine 2 Eylül 2025'te iletilen soru önergesine Anayasanın 98. maddesinde yer alan on beş günlük yasal süre içinde yanıt veremedi.
"Plansızlık açık biçimde görülüyor, yama niteliğinde düzenlemelerle krizler yönetilmeye çalışılıyor!"
Pala, soru önergesinin gerekçesinde Bakan'dan öncelikle düzenlemenin gerekçesine dair bir açıklama istedi ve mevcut iş gücü ile ekipman eksiklikleri konusunda şeffaf olunması gerektiğini belirtti. "Benzer bir düzenleme, olağandışı bir dönem olması nedeniyle, pandemi döneminde gerçekleşmişti ancak bugünkü krizin temelinde hükümetin sağlık hizmetlerine durmak bilmez bir talep yaratması ve sağlık emek gücü ve altyapısının eksik kalması yatmaktadır." ifadesiyle mevcut iş gücü eksikliklerini dile getirdi. Ayrıca bu düzenlemenin planlanmasında hangi yöntemin izlendiğini, yüzde 25 kapasite alt sınırının hangi dayanakla belirlendiğini ve bu düzenlemenin randevu yığılmalarına etkili bir çözüm oluşturup oluşturmayacağına ilişkin bir ön çalışma yapılıp yapılmadığını sorguladı. "Sağlık sistemi içindeki plansızlık net biçimde görülüyor. Sağlık hizmetleri, yenidoğan yoğun bakım üniteleri örneğinde olduğu gibi özellikle bazı branşlarda İstanbul'da özel sektöre terk edilmiş durumda. Kalıcı, hastaların gereksinimlerini karşılayacak kamucu çözümler üretmek yerine, yama niteliğinde düzenlemelerle ve sağlık çalışanlarını tükenmişliğe sürükleyerek krizler bir süreliğine atlatılmaya çalışılıyor." dedi.
Pala, Türkiye'deki toplam hasta yatağı sayısının yüzde 63,3'ü Sağlık Bakanlığı hastanelerindeyken, İstanbul'da bu oranın yüzde 51,6 olduğunu, Sağlık Bakanlığı hastanelerinde 10 bin kişiye düşen yoğun bakım yatağı sayısı Batı Anadolu'da 4,3 iken bu sayının İstanbul'da yalnızca 2,2 olduğunu anımsattı ve Yenidoğan Çetesi soruşturmasında da açık olarak ortaya çıktığı gibi, Sağlık Bakanlığı'nın sağlık hizmetlerini özellikle İstanbul'da büyük ölçüde özel sektöre terk ettiğinin altını çizdi. Pala, İstanbul'da yapılması gereken ilk işin sağlık hizmetlerinin her basamağında sağlıklı yurttaşların ve hastaların gereksinimlerini karşılamak üzere kamunun etkili sağlık hizmeti sunacağı bir yapılanmanın ivedi olarak hayata geçirilmesi olduğunu belirtti.
Pala, Bakanlık hastanelerinde halihazırda düşük olan çalışan memnuniyetini de hatırlattı. Aşırı iş yükünden ve özlük haklarının düşüklüğünden kaynaklanan memnuniyetsizliğin hizmet kalitesini doğrudan etkilediğini belirterek, "İstanbul'da pek çok sağlık emekçisi çeşitli nedenlerle tayin isteyip il dışına gitmeye çalışıyor. Bu düzenleme hazırlanırken sağlık emekçilerinin görüşleri ne ölçüde alındı, ortaya çıkan fazla mesai düzeninde özlük hakları nasıl korunacak?" sorularını yineledi.
"Bakanlık sağlık emek gücü eksikliklerinin kök nedenlerine acilen çözüm üretmelidir!"
Milletvekili Pala, sözlerini tamamlarken kalıcı çözümün sağlık hizmetlerine erişimin önündeki engellerin kaldırılması, iş yükünün yoğun olduğu alanlarda istihdamın artırılması ve sağlık sisteminde verimliliğin sağlanması olduğunu vurguladı. Hükümetin sağlık politikaları sonucunda uzmanlık alanları arasında hekim sayılarında belirgin bir dengesizlik oluştuğunu belirten Pala, bazı bölümlerin tıp öğrencileri tarafından yoğun biçimde tercih edilirken özellikle bazı cerrahi branşların giderek boş kaldığını söyledi. Bakanlığın bu farklılıkların kök nedenlerine ivedilikle müdahale etmesi, uzmanlık alanlarına göre hekimlerin yurt çapında dengeli dağılımının sağlanması, güçlü bir birinci basamak sağlık hizmetleri ve etkili bir sevk zinciri kurularak hastanelerdeki yığılmanın önüne geçilmesi gerektiğini ifade etti.