2025.11.20 10:30 Son Güncellenme: 2025.11.20 13:06 - BURSA
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, gerçekleştirilen "Kasım Ayı Değerlendirme Toplantısı"nda belediyenin güncel faaliyetlerini paylaştı. Başkan Bozbey toplantıda, su zammı, eski belediye başkanlarına araç tahsisi ve çöp deponi sahasının Kayapa'da yapılacağı iddialarına da tek tek yanıt verdi.
🎥 CANLI | Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey açıklamalarda bulunuyor https://t.co/Y2i3jVp6zB
-- Bursa Büyükşehir Belediyesi (@bursabuyuksehir) November 20, 2025
Başka Gazete / Haber Merkezi
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası'nda düzenlenen değerlendirme toplantısında konuştu.
Başkan Bozbey'in konuşmasından satır başları şöyle:
"Her şeyi açık ve net biçimde paylaşmayı önemsiyoruz. Geçmişte "yapıldı" denmesine rağmen birçok şeyin yapılmadığını hepimiz biliyoruz. Alınan kararlar olsun, yapılan işler olsun, kapalı kapılar ardında alınan kararlara bizim anlayışımızda yer yok. Bizler açık, şeffaf, kamu adına; her bir Bursalının kendi adına gelen o payı sizler adına, Bursalılar adına harcadığımızın bilincindeyiz. Bu nedenle her kuruşun hesabını vermek bizim sorumluluğumuzdur; buna özen gösteriyoruz.

Tabii ki... Maalesef bugün yaşadığımız birçok sorunu geriye bakarak söylemek istemiyorum ama birçok sorunun ne olduğunun farkındayız, biliyoruz. Elbette zaman zaman geçmişte yapılan işlerin, sizlerin sorularıyla, kamuoyunun sorularını ve ne olduklarını açıklamak da bizim sorumluluğumuz. Ancak biz orada değiliz; biz işimize bakıyoruz. Biz, geleceğin Bursa'sında çocukların, kadınların, gençlerin, dezavantajlı bireylerin, herkesin gülümseyeceği, mutlu olacağı, sorunlarının en aza indiği bir Bursa hayal ediyoruz. Yeşil bir Bursa hayalimiz var, biz bunun peşindeyiz.BaşkaGazete tarafından hazırlanmıştır.
Eleştiriler elbette olacaktır. Biz eleştiriden hiçbir zaman kaçınmadık ya da eleştiriyi farklı değerlendirmedik. Değerlendirmede yanlış yaptıysak, yanlıştan dönmesini de biliriz; anlayışımız bu. Onun için biz, Bursa'da hiç kimseyi ötekileştirmeyen bir anlayışla hizmetlerimizi sürdürmeye devam edeceğiz ve bunları yaparken de doğruları paylaşarak eğri ile işimiz olmayacak.
Bugünkü toplantımızı maalesef acı bir haberle başlatmak istiyorum. Hakikaten hepimizi derinden üzdü. Türk Silahlı Kuvvetlerimize ait uçağın Azerbaycan dönüşünde maalesef düşmesi sonucu kahraman Mehmetçiklerimizin şehit olması hepimizi yaraladı, hepimizin yüreğini dağladı. Bursalı iki şehidimiz vardı. Tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum; mekânları cennet olsun. İnşallah böyle bir olay bir daha başımıza gelmez.
Akabinde yangın söndürme uçağımızın düşmesi hepimizi yine yaraladı. Bununla da ilgili pilotumuza Allah'tan rahmet diliyorum. Bizler bu acıları yüreğimizde hissediyoruz.
Uzun süredir ekonomik sorunları yaşayan kentlerin başında geliyoruz ve bugün DOSAB'ta önceki hafta yapılan bir toplantı vardı. Daha doğrusu bir gece... O gecede bir konuşmacı şunu söyledi: "Bir yıl içerisinde DOSAB'daki 40.000 çalışan, 30.000 çalışana düştü." Yani sadece DOSAB'ta 10.000 vatandaşımız, Bursalı aile bireyi işini kaybetti. Birçok yerde, üzülerek belirteyim ki, Bursalıların bir kısmının işsiz kaldığının farkındayız, biliyoruz. Onun için bu konuya bu ay özel önem vermemiz gerektiğini düşünüyoruz.
Peki biz neler yapıyoruz? Her 15 günde bir "Başkan Burada" buluşması yapıyoruz. İlk başladığımız aylarda iş ile ilgili talepler %55-60 civarındaydı. Yani ziyarete gelenlerin yarısından fazlası iş talebiyle karşıımıza çıkıyordu. Bir süredir bu oran %98'e varıncaya kadar arttı.
İnanılmaz bir oran. Tabii ki belediyelerin işsizlik sorununu çözme gibi bir konusu olamaz; zaten bu tamamen genel yönetimin, ülkenin bir sorunu. Bugün inanın, keşke bir perde olsa ve sizler de sadece sizler görseniz, duysanız o gelen insanların hikâyelerini... Oturur ağlarsınız birçoğunuz. Ona rağmen iş alanı oluşturmak mümkün olmuyor ama bunun yanında bizler, kurmuş olduğumuz Bursa Kent Akademisi ve İş Ofisimizle birlikte iş arayan hemşehrilerimizi işverenlerle buluşturuyoruz. Meslek eğitimleri, yeni beceriler kazanmalarını sağlayarak da istihdama yönlendirmelerini arzu ediyoruz.
Çünkü görünen şu: Hakikaten birçok gencimizin üniversitelerden mezun oluyor ancak üniversitelerin çoktan yapılarını değiştirip "gelecek meslek nedir?" dediğinizde onlarla ilgili hazırlık yapmaları gerekirken hâlâ üniversitelerimizde çok fazla mezunu olmasına rağmen oralarda yine mezun vermeye devam ediyor. Bunlar da değil arkadaşlar; her aile ne yapıyor? "Aman çocuğumuz üniversite okusun, bir meslek sahibi olsun ya da o diplomayı alsın." Diploma yeterli değil arkadaşlar. Bugün sadece işletme, iktisat konuşmuyoruz; bugün inşaat mühendisleri dâhil asgari ücretle, iş arıyorlar, çalışıyorlar, çalışmak zorunda kalıyorlar mühendisler bile. Yani öyle bir durumdayız ki...

Şimdi bizler ne yapıyoruz? Bu Kent Akademisi vasıtasıyla arkadaşlarımız işverenle iş göreni bir araya getiriyor ama onun öncesinde eğitimler veriliyor, işverenler ziyaret ediliyor, hangi alanda ihtiyaç var belirleniyor. Çünkü artık işverenler çalışacak olan personelin ya da orada istihdam edeceği kişinin belgesi olmasını ve hemen tezgâhın başına geçmesini istiyor. Önemli. Biz bu konuda önemli eğitimler yürütüyoruz. Hem BUSMEK biliyorsunuz, BUSMEK'i artık Bursa Kent Akademisi çatısında topladık ve hemşehrilerimizin çok daha kolay ulaşabileceği bir alan hazırladık.
Bursa Kent Akademisi, Bursa eğitim ve istihdamı bir araya getiren öncü bir model olarak hayata geçmiş bulunuyor. "Eğitim yolculuğumuzda yeni bir kapı, istihdamda güçlü bir başlangıç" diyerek çıktığımız bu yolda amacımız, herkesin potansiyelini ortaya çıkarabileceği bir alan oluşturmak. Bu akademi yalnızca bir eğitim kurumu değil; bireysel gelişimi toplumsal faydaya dönüştüren, Bursamızın sosyal ve ekonomik hayatına katkı sunan güçlü bir öğrenme ekosistemidir. Akademimiz her yaştan bireye hitap etmektedir. Eğitim içerikleri hemşehrilerimizin ihtiyaçlarına göre hazırlanmaktadır. Teorik bilgiler yine uygulamalarla destekleniyor, böylece kalıcı ve etkili bir öğrenme deneyimi ortaya çıkmaktadır.
Bugün itibarıyla 28 farklı alanda açılmış 983 eğitim programı, 24 eğitim merkezi, 11 uzmanlık okulu ve bir ipek üretim ve tasarım merkezi ile çok geniş bir yapıya ulaşmış durumdayız. Bu sayede hemşehrilerimiz eğitim hayatlarının her aşamasında akademimizden tamamen ücretsiz yararlanmaktadır.

Tabii ki yine işveren ile iş göreni buluşturan Bursa İş Ofisimiz de yine eğitimden istihdama giden yolu destekleyen çok önemli bir yapıyı oluşturmaktadır. Sadece iş bulma hizmeti vermiyor; aynı zamanda eğitim, belgelendirme ve kariyer danışmanlığı gibi ayrıca iş gücünün de niteliğini artırmaktadır. Hem yüz yüze hem de dijital platformlar üzerinden özgeçmiş hazırlanma, kariyer planlama, iş arama desteğini yine Bursa İş Ofisi üzerinden sağlamaktayız. Üniversitelerde yapılan seminerlerde gençlerimizin kariyer bilincini güçlendiriyoruz. Yerel işletmeler ve kurumlarla yapılan iş birlikleri sayesinde ihtiyaçlara uygun doğrudan istihdam fırsatlarını da sunmuş oluyoruz.
Millî Eğitim Müdürlüğünden de bir talebimizi sizlerin huzurunda yenileme gereği duyuyorum. Daha önce Millî Eğitim İl Müdürlüğümüzle belgelendirme protokolü konusunda talebimizi iletmiştik fakat hâlâ cevap alamadığımız için artık sizlerin huzurunda bu talebimizi yineleyerek bu belgelendirme konusunda ortak hareket etmemiz gerektiğini belirtiyoruz. Çünkü bizler bu eğitimi veriyoruz ve Millî Eğitim ile birlikte paydaş olarak bu projeyi yürütmenin, belgeleri de MEB üzerinden almanın zorunluluğunu anlatmaya çalışıyoruz. Bunu da Millî Eğitim İl Müdürlüğümüzden bekliyoruz.
Bu sistemin en önemli özelliklerinden biri, eğitimini tamamlayan hemşehrilerimizin doğrudan istihdama yönlendirilmesidir. Kadınlar, gençler, dezavantajlı bireyler için özel destek programlarımız da var. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz "Evde Üret Evde Sat" programı, kadınların evde ürettikleri ürünleri ekonomik değere dönüştürmeleri ve profesyonel bir şekilde sunmaları için oluşturulmuştur. Bu programda iş kurma ve iş geliştirme stratejileri, dijital pazarlama ve girişimcilik, muhasebeleştirme ve bütçe yönetimi, ürün fotoğrafçılığı ve dijital tasarım gibi konularda o insanlara, o başvuranlara eğitim veriyoruz.

Bursalı kadınlar bu program sayesinde hem üretim yapıyor hem de aile bütçelerine çok önemli katkılar sağlamaktadır. Belki gittiniz mi bilmiyorum; Meydan Kadınlar Projesi var, uğramanızı bekleriz. Her ay Ulu Cami'nin hemen yanındaki meydanda, pazar günü yine esnafı da etkilemeyecek şekilde kadınlara bırakılacak ve diğer haftalarda da pazar günleri başka alanlarda yapılacak. Programını arkadaşlarımız yaptılar. Son derece memnun kaldıklarını, mutlu olduklarını onların ifadeleriyle duymanızı isterim ve ne kadar da ailelerine katkı sağladıklarını da çok rahat söyleyebiliyorum. O önemli bir proje.
Tabii ki Bursa Kent Akademisi ve Bursa İş Ofisi birlikte klasik eğitim modellerinin çok ötesine geçiyor. Bütüncül bir yapı sunuyor. Dijital altyapımız sayesinde kırsaldan kent merkezine kadar geniş bir erişim alanı oluşturmuş durumdayız. Eğitim programlarını bölgesel iş gücü ihtiyaçlarına göre şekillendirerek bu süreci yönetiyoruz. Böylece uygulamalarımız hem esnek hem de yerel gerçekliğe uyumlu hâle gelmektedir.
Bizler biliyoruz ki bir kentin gücü, sahip olduğu kaynaklardan çok o kaynakları nasıl değerlendirdiği ile ölçülmektedir. Bursamızın en büyük gücü insandır. Çünkü bir kenti geleceğe taşıyan, bilgi ile, beceri ile ve üretimle güçlenen insanlarıdır. Bu anlayışla kurmuş olduğumuz Bursa Kent Akademisi, hemşehrilerimizin potansiyelini açığa çıkararak iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını cevap veren ve istihdamı destekleyen çok güçlü bir yapıya oturacaktır.
Bursa Kent Akademisi'ni yalnız bir eğitim kurumu olarak görmeyin; ortak akılla gelişen, katılımcılığı önceleyen bir dönüşüm alanı olarak da görmenizi isteriz. Verdiğimiz eğitim ve kırtasiye desteklerini, Bursamızın geleceği olan çocuklarımızın büyüdüğü Bursa Yuvam'ları da unutmamak gerekiyor.BaşkaGazete tarafından hazırlanmıştır.
Aynı zamanda yine YKS'ye hazırlık ve gençlerimizle buluşmaya devam ediyoruz. Büyükşehir Belediyesi olarak eğitimde fırsat eşitliğini güçlendiren kapsamlı bir destek mekanizması yürütüyoruz. Meslek lisesi ve üniversitede okuyan ihtiyaç sahibi öğrencilerimize 2025-2026 eğitim döneminde onlara eğitim desteğini de vermeye devam ediyoruz. Üniversite öğrencilerimize 18.000 TL, meslek lisesi öğrencilerimize de 9.000 TL tutarında eğitim desteği katkısını kararını aldık ve uyguluyoruz da.BaşkaGazete tarafından hazırlanmıştır.
İlk, orta ve lise çağındaki çocuklarımız için yine kırtasiye desteklerimiz yaklaşık 26.000'i aşmış durumda. Tabii ki her öğrenci için sağlanan destek yaklaşık 2.000 civarındadır. Aynı zamanda bunlar mahalle esnafına da yine onlarla yaptığımız protokol gereği can suyu olarak katkı sağlayan, bir nevi esnafımıza destek gerçekleşmiş oluyor.
Bursa Yuvam'larda 4-6 yaş çocuklara ücretsiz eğitim vermeye devam ediyoruz. 32 merkezimiz var, 3100 çocuğumuz bu merkezlerden faydalanmaktadır. Onlar okul öncesi gelişim, beslenme, kırtasiye ve eğitim setleri dâhil olmak üzere kapsamlı bir hizmet sunmaya çalışıyoruz. Çocuklarımızı kültürel değerlerle buluşturan atölyeler ve zenginleştirilmiş bir modeli uyguluyoruz.
Gençlerimiz için de ayrıca yükseköğretim kurumları sınavı hazırlık merkezleri sayesinde üniversitelere adım atmak isteyen lise öğrencilerimize ücretsiz dersler, denemeler, rehberlik hizmetleri, etüt imkânları sağlamaktadır. 2025-2026 döneminde 1100 öğrencimiz donanımlı sınıflarda YKS'ye hazırlanmaktadır. Öğrencilerimize desteğimiz bununla da sınırlı değil. Nüfusa göre öğrenci ulaşımını en uygununu sunarken Bursa'da ekonomik krizin derinleştiği, fiyat istikrarsızlığının arttığı ve döviz kurlarının her maliyeti yukarı çektiği böyle bir dönemde biz ne yaşanırsa yaşansın bu ağır yükün öğrencilerimizin üzerine binmemesi için de kararlılıkla mücadele ediyoruz ve desteklerimizi sürdürüyoruz.
Tabii ki zorunlu fiyat düzenlemeleri yapmak zaman zaman karşımızda duran gerçek. Ailelerimiz ve gençlerimiz için bu süreci onlar adına en az etkilenmeleri için yönetmeye çalışıyoruz. Bursa'mız nüfus açısından Türkiye'nin en büyük dördüncü kentidir hepimiz biliyoruz. Buna rağmen hem en uygun ulaşım sistemini sunmaya hem de gençlere en çok destek veren kent olmaya devam ediyoruz. Bu bizim için sadece bir yönetim tercihi değildir; ilkesel bir duruştur, gelecek vizyonumuzun da en net göstergesidir. Çünkü biz Bursa'mızın bütçesini her zaman öğrenciyi, eğitimi, gençliği, çocukları önceleyerek kadınları inceleyerek yönetiyoruz. Biliyoruz ki geleceğe yapılacak en doğru yatırım gençlerimizin omuzlarındaki yükü hafifletmektir.
Ayrıca kendi tarihi ve tanıtımında, kültür ve sosyal işlerde, bilgi işlemden çalışmalarımızı kararlılıkla devam ettiriyoruz. Çocuklarımızla ilgili İznik'te kazı deneyimini yaşadığını daha önce paylaşmıştık. Gençlerin kültür ve tarih mirasıyla ve kadın çiftçilerimizin eğitimlerle Bursalılara destek vermeye devam ediyoruz ve devam edeceğiz. Tabii ki dairelerimizde ve iştiraklarımızda da Bursalılara daha nitelikli bir hizmet sunabilmek için iç eğitim çalışmalarımızı da aralıksız sürdürüyoruz. Dışa karşı yapıyoruz ama içe karşı da çalışmalarımızı yapmak ve hizmet veren personelimizin de her yönden eğitimini sağlamak zorundayız. Biraz önce yine bağımlılıkla ilgili mücadeleyi nasıl yaparız diye incelemeleri personelimizle birlikte yapıyorlar. Kalite yönetiminden şoförlerimizin hemşerilerimizle doğru ve güvenli iletişim kurmasına kadar, yine personelimizin vatandaşımızla iyi iletişim kurmasına kadar uzanan geniş bir yelpazede iç eğitimlerimizi kararlılıkla devam ettiriyoruz. Hizmet standardımızı da her geçen gün daha da yükseltiyoruz. Bizler çünkü vatandaşımızın sorununu, hem talebini almak hem onu alırken de iletişimimizi güçlü tutmak zorundayız.
Değerli basın mensubu arkadaşlarımız, tabii ki bunlarla birlikte geçtiğimiz ay birçok projeye yine imza attık. Geçtiğimiz ay boyunca dairelerimizin öne çıkan çalışmalarını kısa da olsa sizlerle paylaşmak istiyorum. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımızı Bursa'da bir kez daha coşkuyla kutlamanın huzurunu, mutluluğunu yaşadık. İnanılmaz bir coşkuyla kutlandı hemşerilerimizce. Hem FSM Bulvarı'nda hem de Bursa'nın çeşitli yerlerinde kutlamalara tanıklık ettik. Aynı zamanda 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü Atatürk'ün aramızdan ayrılışının 87. yılında onu özlemle, minnetle andık ve ilginç bir şey yaptık. Bu sene on farklı noktada Atatürk anı defteri koyduk. İnanılmaz hikâyeler var, inanılmaz muhteşem yazılar var ve Bursalılar burada saatlerce kuyruk bekleyerek o deftere Atatürk anı defterine not düşmek için beklediğini biliyoruz. Bursalı hemşerime yürekten teşekkür ediyorum. Aynı şekilde yönetici arkadaşlarımızla da yine Anıtkabir'e hep birlikte ziyaret ettik ve Atatürk'e olan minnetimizi dile getirdik.
1603 aile işletmesine hem yem desteği hem de aşı desteği dörder bin Tl olmak üzere 8000 TL katkı sağladık. Neden bunu yapıyoruz? Sadece tarımda olan desteklerimizi duyuruyoruz. Çeşitli desteklerimiz artarak devam ediyor. Ancak bunun yanında biz hayvancılığı da geliştirmek zorundayız. Çünkü gıdaya erişimin gitgide zorlandığı bu süreçte bizler Bursa'da hayvancılığı geliştirirsek en azından katkı sağlamış oluruz, aynı zamanda da ailelere destek olmuş oluruz. Bu kapsamdaki bir desteğimizi de önümüzdeki süreçte hayvancılığı geliştirmekle ilgili farklı bir projede yaşama geçireceğiz. 2026 yılına hazırlık yapıyoruz. BaşkaGazete tarafından hazırlanmıştır.
Bunun yanında etkinliklerden, geçtiğimiz ayın etkinliklerinden Hanlar Bölgesi Çalıştayı turizm açısından son derece kıymetliydi, önemliydi. Hâlâ daha Bursa'da gerçek rakamlar 1.4 ama ortalamasını alalım 1.5 diyelim, 1.55 diyelim; böyle bir geceleme var. Bursa Türkiye'nin dördüncü büyük kenti turistin uğramadığı ya da çok az uğradığı muhtemelen bu 1.7 dedikleri sanayi bölgesi olduğu için. Birçok biliyorsunuz fabrikalara yabancılar gelip gidiyor, belki onları da bu listede düşünüyoruz, bu listede o rakama çıkıyoruz. Yani Bursa turizm açısından maalesef beklediği, arzu ettiği, hak ettiği payı alamayan kenttir. Bu konuda yoğun çalışma yapıyoruz. Hanlar Bölgesi tarihi olarak bizim için çok önemli bir yer. Sadece orası değil tabii ki Gölyazı, Aktopraklık ya da İznik. Şimdi bu ay sonu Papa'nın geleceği söyleniyor; 28'inde geleceği kesinleşti ama son birkaç gün ne olacağı bilemeyiz. İznik öne çıktı ancak İznik'e gelenler İstanbul'dan geliyorlar; otobüsle o alanlara uğruyorlar, tekrar İstanbul'a dönüyorlar. Bursa'nın bir pay kaptığını söylemek mümkün değil. Yani Bursa mevcut turisti burada ağırlayamadığımız için turizm gelirlerinden en düşük payı alan kent. Bunun için özel bir çalışma yapıyoruz. Geldiğimiz günden beri arkadaşlarımız çeşitli toplantılar yaptılar, fikirler ürettiler. Önümüzdeki süreçte bunun meyvelerini yavaş yavaş görmeye başlayacağız.
Burada hem esnafın eğitilmesi lazım, esnafın duyarlı olması lazım. Ama bizim Hanlar Bölgesi'ni gece 6-7'den itibaren karanlık bir bölgeye dönüştürmek değil, gece de orada belki sabaha kadar hareketli alan olarak yaşatabilirsek, ortaya koyabilirsek işte o zaman farklı bir şekilde turistler de Bursa'da kalacaktır. Sadece Hanlar Bölgesi değil, akşam gittiğinde eğlenebileceği alanların da olması lazım. Bunlar önemli kriterler. Müzeye gittiniz, görecek alanlara gittiniz; akşam ne yapılıyor? Akşam bir yere, ne folklorik alanı ne bir yere... Yemek için gidiliyor, orada para harcanıyor. Bizde gelen turist Tophane'ye, Ulu Cami'ye karşıdan bakıyorlar, Yeşil'e geçiyorlar. Yeşil'in orada otobüsü indiriyorlar yolcuları, yerli yabancı fark etmiyor. Orada 1 saat mola diyorlar, 1 saat sonra otobüse binip ver elini İstanbul'a ya da başka bir yere. Bunların önüne geçmemiz lazım. Bursa bunu hak etmiyor. Bu konuda hem yaptığımız çalışmalar var, hatta bir kısım büyükelçi dahil burada ağırladık. Şimdi yine farklı kesimleri de ağırlayıp Bursa'nın önemini, tarihini, kültürünü... Osmanlı'nın ilk başkentiyiz ama bunu anlatamıyoruz. Burada turistleri ağırlayamıyoruz; yapılarımız var, orada onların hikâyelerini anlatamıyoruz. Bu konuda hakikaten yapılacak çok işimiz var. Bursa bugün İstanbul'dan aşağı değil aslında kültürel değerler olarak baktığımızda. Evet İstanbul'un farklılığı olabilir ama Bursa İstanbul'dan aşağı değil, bunu bilesiniz. Bizim bu konuda sizlerin de katkısı, desteğiyle, önerileriyle de farklı bir, bugüne kadar uygulanmayanı uygulayarak ve onları sahiplenerek turist sayısını artırarak turizmden payımızı almak gibi bir sorumluluğa sahibiz.
Bir taraftan bu hizmetler yürütülürken diğer taraftan da sporda da başarılar var. Hem Bursa'nın hem gençlerimizin de başarıları var. Kadın hentbol takımımızın Atina'da almış olduğu başarıdan dolayı kutluyorum. Yine İspanya'nın takımı çıktı şimdi kurada; ilk 16'ya kalan kadın hentbol takımımızı kutluyorum, başarı diliyorum.
Yaklaşık 20 civarında branşımız var, yüzlerce gencimiz burada spor yapıyorlar. Bazıları takımlarda yer alıyor, bazıları amatör. Çocuklarımıza sporu alıştırmak, spor kültürünü onlara benimsetmek bizim önemli görevlerimizden bir tanesidir. Hem tesisleri artırma yönünde hem de tesis alanını genişletme yönünde her türlü desteği vermeye devam ediyoruz.
Karagöz, kukla ve gölge oyunu başladı; biliyorsunuz bu festival devam ediyor. Festivale, onu yabancı olmak üzere, 23 Kasım'a kadar yaklaşık 38 gösteri yapacaklar. Sizleri de davet ediyoruz. Kültür fabrikasındaki sanat söyleşileri başladı, devam ediyor. Bu etkinlikler, onlarca etkinlik yaptığımızın altını çizmek istiyorum.
Belediye hizmetlerimize gelince, geçtiğimiz ay da yine ulaşımda ve diğer dairelerimizin yapmış olduğu birçok hizmet var. Burada yapılan yol çalışmalarını sizlere kısaca belirtmek istiyorum. Özet olarak belirtirsem, 38 noktada, sadece yol yapım çalışması olmak üzere, ulaşım dairemizin 17 ilçemizde 80 ayrı noktada kesintisiz çalıştığını belirtmek istiyorum.
Bunlardan önemli olan Bademli Köprüsü, biliyorsunuz, o da büyük bir hızla devam ediyor. Onun bitmesiyle birlikte trafiğin önemli ölçüde rahatlayacağını düşünüyoruz. Aynı şekilde, yine Karayollarının yaptığı çalışma da tamamlandığında sıkışıklığın ortadan kalkacağını düşünüyoruz.
Trafik sıkışıklıklarının olduğu alanlarda arkadaşlarımız çalışmaları hazırladılar, tekrar tekrar sayımları yaptılar. Önümüzdeki aylarda fiilen müdahale edilecek. Oradaki trafik sıkışıklığını da, tabii ki sayımlarda çıkan sorunlar hepimizi etkiliyor. Tek kişi araç kullanan şoför olarak sadece bir yerden bir yere giden sayısı yüzde 60'ların üzerinde. Arkadaşlar, yani biz "Bursa olarak trafik bundan sıkışıyor" demiyorum; öyle bir şey yok. Biz yine çözmek, rahatlatmak zorundayız. Ancak bizim Bursa olarak bir alışkanlığımız var: Biz her yere arabamızla gitmeyi ve dükkanın önü de hangi alışverişi yapacaksak oraya park etmeyi kendimizde bir hak görüyoruz. Ama toplu ulaşım araçlarını kullanan... Yine bir şey daha hatırlatayım: Dünyada gelişmiş şehirler kriterlerinden önemli bir maddesini biliyor musunuz? Durumu iyi olup da toplu ulaşım araçlarını kullanan sayısı, yani bu gelişmişliğin, ülke gelişmişliğinin kriterlerinden bir tanesini oluşturuyor.
Diğer taraftan, bazı noktalarda yapmış olduğumuz iyileştirme çalışmaları devam ederken, Balkan Mahallesi'nde 34.000 metrekarelik bir parkımız bitme aşamasına geldi. Diğer taraftan araç filomuz yenileniyor. Araç filosunu yenilemedeki derdimiz şu: Eğer biz bunları hep kiralıktı, kiralama da yapmış olduğumuz tespit şu; biz dört yılda, beş yılda amortisman yapabiliyorsak aracı kendimiz alıyoruz. Arkadaşlar, o araç bize 1,05 sene daha hizmet ediyor. Arkadaşlar, on seneden sonra zaten satın ya da hurdaya verin; böyle bir kârımız oluyor. Bazı araçlarda da üç yıllık projeksiyon düşünüyoruz. Makinelerde aynı şekilde. Son zamanlarda, belki en fazla makine, ekipman, araç aldığımız dönemi yaşıyoruz. Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak bunları yine mart ayında tekrar paylaşırız.
İtfaiye araçlarımız geldi, gelmeye de devam ediyor. İlâveleri de bunlar yetiyor mu? Hem itfaiyeye, hem zabıtaya, hem de afet işlerine, sosyal hizmetlere birçok ailemizin ihtiyacı var. BUSKİ'nin de keza ihtiyacı var; onlar da almaya ve aynı işleri yürütmeye çalışıyor. Diğer bütün iştiraklerimizde de aynı mantık var. 4-5 yılda bir kiralık yaptık, demek ki alabiliyorsak kiradığımız parayla araç alıyoruz. Bunu yapmaya devam edeceğiz; hangisi cazipse onu yapacağız.
Son zamanlarda sürekli tartıştığımız, konuştuğumuz konu: BUSKİ önemli bir kurum. Bursa'nın geleceği hazırlanmasında en önemli iştiraklerimizden bir tanesi. Zaman zaman paylaşıyoruz ve daha önce de söyledim, toplantılarda da söyledim. Hem Cenevre'de hem Barcelona'daki toplantıda, önümüzdeki yıl Bursa'da ağırlayacağız. Orada üç konu özellikle her belediye başkanının kürsüye çıktığında dikkat çekti.

Bir tanesi, birinci sırada neydi? Tamamen iklim krizi, getirdiği kuraklık ve afetler. Yani sadece iklim krizi kuraklık getirmiyor, afetleri de oluşturuyor. Yani bir anda yağmur yağıyor, müthiş bir sel oluyor. Bir taraftan kuraklık, suya erişim, temiz suya erişim sorunu yaşanıyor. Sadece bizde değil, dünyada da... Bizim tarafımıza baktığımızda da kuraklıkla ilgili belediye başkanları bunu söylerken, Avrupa'da da iklim krizinin getirdiği havaların ısınması ve Meteoroloji Örgütünün açıkladığı gibi, 2050 yılında beklenen sıcaklığın 25 yılında gerçekleşmesi ve bunun sonucunda buzulların eriyecek olmasının getireceği kaygıdan dolayı, kıyıda bulunan kentler şimdiden "nasıl önleriz?" diye çabalarını gördük. Orada ne yapıp önlemeliyiz, ne yapıp da yükselecek olan deniz seviyesine etkilenecek alanları nasıl proje hazırlamalıyız.
Geleceğe, bizde de var: Mudanya, Gemlik vs. Eğer böyle bir durumda denizin, dedikleri gibi, 81 metre civarında yükselmesiyle Gemlik olduğu gibi su altında kalacak demektir. Düşünebiliyor musunuz, birçok yeri ya da kıyı şeridi olan yerler? Bir taraftan kuraklık, susuzluk, bir taraftan bunlar tartışılıyor.
Diğer konu neydi? Bugünden tezi yok, fosil yakıtlardan uzaklaşalım. Bakın, fosil yakıtlar neler? Petrol, kömür ve doğal gaz. Tabii, doğalgaz hepimiz temiz enerji biliyoruz ama aslında o da fosil yakıt.
Ve üçüncüsü de barınma sorunu: Gençlerin konuta erişememesi, konut alamaması, belli maaşın altında kalanların yine konuta erişememesi, barınma sorunu yaşaması. Ve bugün itibariyle 300 milyon kişinin dünyada evsiz kaldığı bir barınma sorunu yaşadığını paylaştık.
Şimdi bu üç sorun, bunu dünya konuşuyor, bizi de aynı. Bizde de aynı, hiç fark etmiyor. Onun için Bursa'yı geleceğe hazırlamak hepimizin sorumluluğudur; sadece belediyenin değil, sizlerin de, kamuoyunda önerileri ile ilgili, hükümetin, bakanlıkların, STK'ların, kamu idaresinin, herkesin sorumluluğudur.
Onun için biz Büyükşehir Belediyesi olarak bu sorumluluğu hisseden, bu sorumluluğu üstlenen ve bu sorumluluğun gereğini yerine getirmeye çalışan bir anlayışa sahibiz. Çünkü artık dünya bunları fazlasıyla konuşuyor ve eylem içinde gereğini yapıyor. Yani uygulamaya geçmiş. Bizde de 20 yıldır, 25 yıldır bunlar konuşuluyor, dünyada da konuşuluyor ama biz geride kalmışız. Şimdi bu geride kalmışlığı daraltmamız lazım.
Bizim Bursa... Sadece bakın, geçen yıl da, bu yıl değil; yani biz yaklaşık 20 yıllık projeksiyonu inceliyoruz. Özellikle kuraklıkla ilgili yağış miktarı ile ilgili ortalamayı aldığımızda hep düşüş var, bu görünüyor. Zaten bazı yıllarda bir yükselme görünmüş, ancak bu yükselme aldatıcı, tekrar düşmüş. Ortalama da yağış miktarı azalmış.
Geçen yıl Ekim ayında %30-31 civarındaydı. Bizim hem Nilüfer Barajı hem de Doğancı Barajımızda aynı şekilde %31'lerdeydi. Aynı ayın 2025'te, bir yıl sonrası... sıfır.
Demek ki yağış miktarında yüzde otuzlar civarında, 31 civarında bir azalma olmuş, geçen yıldan bu tarafa. Hani birileri konuşuyor, böyle değil arkadaşlar. Biz bilime inanan insanlarız, diyoruz ki BUSKİ'nin sadece bu yönde mi yatırım yapması lazım? Hayır, gerçeği paylaşalım: Biz Nilüfer Çayı'nı kirletenlerin başında geliyoruz, BUSKİ olarak, Bursa olarak. Yeni yeni öğreniyoruz birçok şeyi. Daha sonra diyoruz ki sanayiciye atıyoruz topu ya da vatandaşa atıyoruz topu. Hayır, biz önce kurum olarak, Bursa Büyükşehir Belediyesi olarak dereleri kirletmemeyi, çevreyi kirletmemeyi sağlamak zorundayız. Bunun sorumluluğu içerisindeyiz.
Halen daha çöp deponi sahasının sızıntı suyu Nilüfer'le gidiyor. Daha neyi konuşuyoruz? Doğru değil arkadaşlar. Bunlar bugüne kadar yapılmalıydı, bunlar konuşulmamalıydı. Kamulaştırma varmış, yaparsınız kamulaştırmayı. Arkadaşlar, sizin Nilüfer Çayı'nı kirletmeniz ve müsilaja sebep olmanız mı önemli? Oradaki ödeyeceğiniz rakam mı önemli? Bizim tercihimiz çevre, bunun için biz gerekli adımları atıyoruz.
İtirafsa itiraf: Bakanlık toplantısında İstanbul'a davet etmişlerdi, biz de bir sunum yaptık. Müsilajla ilgili bizim sunumda biz diyoruz ki biz Bursa'nın suyunun %90'ını arıtmadan veriyoruz. En yüksekte biz görünüyoruz. Benim de koltuklarım kabardı, ama gerçeğin öyle olmadığını maalesef işin içine girince öğrendik. Niye kandırıyoruz, gerek yok ki. Halen daha arkadaşlar, Görükle'nin attığı sızıntı Nilüfer'le gidiyor. Bakın söyledim: Çöp deponi sahasının süzüntü suyu gidiyor.
Eğer kaçak deşarjlar varsa, onların üzerine gideceksek gitmeliyiz; ama ondan önce de kendimiz kirletmemeyi sağlamalıyız. Bunu yapmak zorundayız. Bunun için de BUSKİ'nin güçlü bir yapıya dönüşmesi lazım. Sadece bakın, Büyükşehir Belediyesi olarak BUSKİ'ye yılbaşından itibaren 1 milyar TL'ye yakın para aktardık. Büyükşehir bütçesinden yıllardır BUSKİ'ye para aktarılıyor. Hatırlayın, şimdi hem yatırım yok, yapılacak iş çok ama diğer taraftan da geliri yok. Kandırıldık demeyeyim de, gelen bilgiler bize farklıydı. İşin içine girdiğimizde gerçeği öğrendik, gerçek acı.
Onun için BUSKİ'nin ayakta kalması, yatırım yapması lazım. Ve bugün itibariyle, Sayıştay raporlarına göre de, bizim metreküp olarak baktığımızda, her bir metreküpü 93 TL'ye mal ediyoruz. Bir metreküpü. Yine sübvanse ediyoruz; aslında 0,12 metreküp aralığında da 50 TL aldığımız bir para var. Şu an 32 TL alıyoruz, 50 TL'ye çıkmış durumda. Arkadaşlar, yani bu maliyet var. Bunun tamamını da yükleyemiyoruz; yine bunu belediye bütçesinden ya da farklı kredilerle birlikte, o hizmetleri tamamlamak için kaynak arayışını sürdürmüş olacağız. Bunu yapmak zorundayız.
Bizim öncelikle Bursa'daki arıtma konusunda, özellikle tamamını arıtmamız gerekiyor ki biz müsilaj beklemeyelim denizde. Aksi takdirde şunu söyleyeyim: Arkadaşlarım bir rapor hazırladılar, arıtma tesislerinin tümünü yapsak kapasite artışı yapmak zorundayız, yaklaşık 250 milyon Euro'ya yakın bir paraya ihtiyaç var. Tabi bunun tümü kredilendirilemez, bunu yıllara yayarak kendimize bir takvim koruyoruz. O takvimi de paylaşacağız; ne kadar sürede bunları sıfırlayacağız? Çünkü tamamını arıtmak zorundayız.

O da yetmez. İsmini nereden su veriyorsak vatandaşa, onların da artarak verilmesi gerekiyor. Biz bunu sorumluluk olarak görüyoruz. Çünkü temiz suya mutlaka vatandaşımızın ulaşması gerekiyor ve yatırımlarımız hızla devam ediyor. Bugün BUSKİ'nin 60 küsur noktada iş yapıyoruz. Şu anda bunlara da zaman açısından baktığımızda, zamanı iyi kullanarak gerçekleştirmemiz lazım.
Yani Çınarcık çok tartışıldı, ama belki sizler de farkındasınız, Çınarcık'la ilgili tekrar girmek istemiyorum oraya; ama şunu bilesiniz: Arıtma konusu inşallah aksilik olmayacaktır. Mayıs başında devreye alacağız; günlük 300.000 metreküp kapasiteli. Biz yazın 525.000 metreküpe çıkmıştık, yoğun bir talep vardı.
Şu anda Bursalılar huzurunuzda bir kez daha teşekkür ediyorum. Tasarruf diyoruz. Aslında bu düzenlemede 0,12'ye çekmemizin nedeni de 433.000 metreküpe inmiş olmamızdır. Yani bu 100.000 civarında bir tasarrufu yaptı. Bursalılar, bunu her ay ölçüyoruz; az değil, inanın bana, az değil. Bunun 100.000 metreküpünü Çınarcık'tan bypass yaparak elde ettik, hattı yedi ay önce bitirerek bunu gerçekleştirdik. Bunu yaptık, doğrular bunlar.
Nisan sonu, Mayıs başı devreye aldığımızda biraz rahatlayacağı neden biraz diyorum. Buralar bilmesi için artık Bursa su şehri değil, suya ihtiyaç duyan şehir haline gelmiştir. İklim krizlerinin getirdiği kuraklığın getirdiği sonuç itibariyle, onun için biz geleceğe, Bursalılar susuz kalmaması için, hazırlık yapmak zorundayız. Bugünden başlamamız lazım, alternatif kaynaklar üretmek zorundayız. Sadece yeraltı suyundan çektiğimiz sondajlarla da yetmez; başka kaynaklara, dünyanın yöneldiği kaynaklara bizim de program yapıp, onun dahilinde yönlendirmemiz lazım. Çünkü gelecek net değil. Su açısından olur ya, bu kış biraz fazla kar yağdı, su yükseldi; ona aldanmamak lazım. Biz özellikle BUSKİ olarak bunları düşünerek hareket ettiğimizi bilmenizi isteriz.
Diğer taraftan da tartışılan konu, biliyorsunuz Burulaş, zaman zaman gündeme geliyor. Burulaşla ilgili 2025 yılında inanılmaz bir destek yaptık, 2026 için ciddi bir rakam ayırıyoruz. Baktığımızda iki yolcu taşıyoruz, bir yolcunun parasını alıyoruz, o da maliyet değil; bakın, o daha yukarıda. Ancak alıcı, almış olduğumuz yolcu başına ücretle ilgili söylüyorum. Bazı yerlerde çok pahalı falan diyorlar. Aslında biz iki kişi taşıyoruz ama bir kişi alıyoruz.
Burulaş'ın sadece işletmesi anlamında bir destek değil; bu desteğimiz, Burulaş'ın yapılan tesisleri ile de ilgili yenileme desteklerini yapmamız, vermemiz lazım. Raylarımız var, belirli sürelerle mutlaka ve mutlaka bir denetimden geçmesi lazım ve onarımdan geçmesi lazım. Birçok sorunu barındıran hatları da kısa zamanda onarımdan geçiriyoruz. Yeni araçların, beğenilen araçların onarımdan geçmesi lazım.
Otobüslerin lastik tekerlerine gelince: 550 civarında otobüsümüz var, sadece belediyeden bahsediyorum. 1500 civarında da halk otobüsü var, o başka. Bunların da yenilenmesi lazım, belli bir yaşa geldikten sonra artık yolcu taşımaması gerekiyor, yenilenmesi gerekiyor. Yani bu 3,6 milyar TL bile az gelen bir rakam.
Her ne kadar bazı konularda pahalı dense de, öğrenci için ayrı bir destek olsa da, biz öğrenciyi ödüyoruz, ödeyeceğiz de. Sözleşme gereği 2018'de yapılan sözleşme gereği, bilesiniz: Halk otobüslerinde ücretsiz binen her kişinin parasını tam olarak biz ödüyoruz. Aynı zamanda, öğrenci hep yüzde ellidir ama o sözleşmede tam olarak yazılmış; öğrenciler dahil, öğrencininkini de tam ödüyoruz. Biz halk otobüslerine, yani bu 2018'de yapılan sözleşmeler gereği, inşallah 2028'de on yıllık sözleşme yapılmış. Bunlarla ilgili düzenlemelerimizi gerçek duruma dönüştüreceğiz.

Ben diyormuşum ki, diyorum da: Bir bölgeye asfalt mı önce götürürsün, kültür ve sanatı mı önce götürürsün? Kültür ve sanatı önce götürmeyi seçerim. Asfalt rutin iş, vatandaş "ne kadar güzel oldu" diyor, 1-2 gün sonra unutuyor; ama eğitimi, kültürü, sanatı o bölgeye götürürseniz, orada çocuğa, kadına, gence bunu sunarsınız, unutmaz, arkadaşlar. Dönüşümde, değişim de böyle başlar. Böyle gider. Son olarak da gelirleri, mali durumu paylaşacağım.
2025'in Eylül'ü ile 2025'in arasında BBB'de bir düşüş var, BUSKİ'de bir düşüş var, şirketlerde de bir düzelme durumu var; ama Nisan 2024'ten bugüne değerlendirdiğimizde, Büyükşehir'in borçlarında %30'luk bir azalma var, arkadaşlar. Şirketlerin borçlarında da yine yüzde sekizlik bir azalma var. Ancak BUSKİ'ye geldiğimizde karşımıza tablo acı bir şekilde çıkıyor.

Hatırlarsınız, geçen sene Ekim ayındaki mecliste 2025'in sonunda dedim ki: BUSKİ'nin borcu 25 milyarı çıkacak. Dediğimde gülüşler oldu, "nereden uydurdunuz" diyenler oldu. Arkadaşlar, biz dört işlemi biliyoruz, çarpmayı, bölmeyi de biliyoruz. Hesabı yaptık; şu anda Ekim sonu itibariyle 23 milyar TL'ye çıktı borcumuz.

BUSKİ'nin, hadi şimdi yine gülün; gülenler için söylüyorum: O mecliste gülenler için acı tablo bu işte. Bunu biliyoruz, biz bunu ölçüyoruz; müneccim olmaya da gerek yok. Elinizde veriler var, bu verilerden bunu yakalıyorsunuz. Yıl sonunda bu 25 milyara çıkacak.
Onun için BUSKİ'ye sahip çıkmak, destek çıkmak gerekiyor, çünkü yapacağı işler var: 250 milyon Euro. Biz kirletiyorsak, o zaman karşıdakinden nasıl talep edeceğiz, nasıl zorlayacağız? "Demez mi sana, önce onu kendin kilitlemeyi bil" dese, ne diyeceğiz? Biz zaten hazırlamışız bir rapor, kandırmışız, %94 arıyor, yok öyle bir şey arkadaşlar. Gerçekten yok; işin içine girdikçe ancak çözebildik.

Genel toplamda da baktığımızda borcumuz 35 milyar TL'ye çıkmış durumda. Ne almıştık? 31 milyar civarında almıştık; ama döviz bazında biraz daha farklı. Mümkün mertebe dövizli krediye girmemeye özen gösteriyoruz. Bakanlığa da teşekkür ediyorum; talep ettiklerimizin çoğu yerine geldi, inkar etmemek lazım.

BUSKİ'ye baktığımızda da görüyorsunuz: Euro bazında Nisan'da 341 milyon Euro'ydu, gördüğünüz gibi artıyor. Neden artıyor? Çünkü devam eden işlerin çoğu kredili işler; kredi var, onu kullandıkça borç artıyor. Yani yeni kredi değil bunlar.
Şirketlerde de azalma var; görüyorsunuz, şirketlerin borçları düşmüş durumda. Bunlar önemli, bunları sürekli paylaşacağız. Toplam borcumuza da bakarsanız, geçtiğimiz 2024 Nisan'da 835 milyon Euro iken, bugün 100 milyon civarında bir azalma söz konusu.
SORU - CEVAP
Belediye başkanlarına araç tahsisi iddiaları konusunda gelen soruya Başkan Bozbey şöyle cevap verdi:
"Arkadaşlar, bu konu çok abartıldı. Şöyle: Bir toplantıda birileri, "Ya neden geçmiş dönem belediye başkanlarınıza sahip çıkmıyorsunuz? Onlar hizmet ettiler, en azından bir araç, bir şoför verilse hakları değil mi?" gibi bir konu oldu. Ben de hiç kimseye bilgi de vermedim. Ben dedim ki: "Tamam, söylüyorsunuz ama ben yazarım meclise, bakarım ne değerlendirir." Çünkü ben biliyorum onun satış tarafından mümkün olmadığını. Arkadaşlarımıza da söylüyorum: Böyle bir şey var ama kesinlikle zaten olmaz dedi arkadaşlarımız da. Ben meclise verdim zaten. Ben onayladım ama bu şekilde bir sonuç oldu ki hepimiz zaten olmayacağını da biliyorduk.
Görüşmeyi bile değer görülmedi ve üstelik de bunu hiç duyurmadık, farkındasınız. Meclise bunun gelip geldiğini kim bunu, o maddeyi oradan çekmiş, o da ayrı bir mesele. Ama ne bir tuzak ne bir şey... Sadece birileri "Buna neden sahip çıkmıyorsunuz?" gibilerinden söyleme üzerine "Tamam o zaman, meclis karar versin de görelim," dedim. Zaten belediye başkanlarının hiçbirinden de böyle bir talep gelmedi, onların da hakkını vermek gerekir. Böyle bir talepleri de yok."
Başkan Bozbey su zammı hakkında gelen soruyu ise şöyle cevapladı:
"Mutlaka düzenleme yapmamız gerekiyordu. Birçok maliyet artmış durumda, ortalama maliyetlere baktığımız zaman daha yukarıda görünüyor. İkincisi: Özellikle bizim 0-12'ye baktığımız zaman, metreküpe baktığımız zaman maliyetlerimiz de yaklaşık 40 TL'nin üzerinde; bir destek oluyoruz biz. Her metreküp için 93 TL'ye mal ediyoruz; 50 TL'ye alacağız. Belki 95'e mal edeceğiz ama 50 TL alacağız, 45 lirasını biz karşılamış olacağız.
Diyor ki Sayıştay: "Siz hesaplayacaksınız, neye mal ettiyseniz maliyeti almak zorundasınız." Her sene bir tavanı var ama bunu da yükleyemiyorsun. 90 TL'ye çıkaramazsınız. Mecbur finanse etmek zorundasınız. Finanse ederek bir taraftan da yatırım yapacağız, yıllara yayacağız; borçlanma kabiliyetine göre de yıllar içerisinde kendini döndürerek ödenmesi söz konusu. Yani aslında bu zorunluluk.
Ben gönlümden geçeni de söyleyeyim: Keşke BUSKİ'nin başka gelirleri olsa, suya ihtiyaç duymasa; hiçbir vatandaşımızdan 1 TL almadan bedava su verelim, bedava taşıyalım herkesi. Gönlümüzden geçen o. Keşke o güne erişsek, öyle gelirimiz olsa; herkes rahatlıkla toplu ulaşım aracına bindiğinde bedava istediği yere gitsin gelsin ya da suyu bedava kullansın.
Ama bu arada dedim ki ben: Buralara teşekkür ederim, inanılmaz bir tasarruf yaptılar. Bunun yanında BUSKİ olarak yoğun biçimde kaçak kullanımların da önüne geçmeye çalışıyoruz, bunun için de çaba harcıyoruz. Bazı yerlerde bazı düzenlemelere gideceğiz mecburen çünkü kullanımı gerçek hale düşürmemiz lazım, ihtiyaç halindeki kullanıma dönüştürmemiz lazım. Suyu tasarruflu kullanmamız lazım. Dedim ya artık Bursa su şehri değil..."
Başkan Bozbey, Başka Gazete Genel Yayın Yönetmeni Yaman Kaya'nın, Hamitler'de süre doluyor. Çöp deponi sahasıyla ilgili bunun tekrar Kayapa'da yapılacağı ile ilgili bazı söylentiler var. Sizin bu konuyla ilgili açıklamalarınız olmuştu. Bu durumla ilgili son durum nedir? sorusunu ise şöyle yanıtladı:
"Değerli arkadaşlar, Hamitler çöp deponi lisansı önemli; Bursamızı ilgilendiren üç yıllık bir projesi var. Geçen yıl temmuz ayında biz bakanla talebimizi ilettik, orman bölge müdürlüğüne talebimizi ilettik. Fakat şu ana kadar bir sonuç alamadık. Yani biz yetkililerden bu sonucun gelmesini beklerdik. Doğru bir lokasyon var, doğru lokasyon konusunda bize tahsis yapılmasını arzu ettik. Buraya kadar bugüne kadar çok önemli bir süreci de geçmiş olacaktık.
Ancak son aldığımız bilgiler ışığında, daha bizim yazıyı bölge müdürlüğü Ankara'ya göndermemiş. Şimdi Bursalılar bilsin: Bölge müdürü, geçen yıl 2024'teki temmuz ayında verdiğimiz, talep ettiğimiz yerle ilgili Ankara'ya göndermiyor. Niye göndermedi? 2025'teyiz, 2024 Temmuz'dan bahsediyoruz. Niye göndermedi? Birinden emir mi bekliyor? "Gerek yok" mu diyor? Ya da birileri mi... Bunun sorumlusu orman bölge müdürlüğüdür. Bunu sayın bakanımız buraya geldiğinde de söyledim. Bakın, biz 2024'te doğru bir lokasyon belirledik. İlgileneceğini söyledi. Hatta randevu talep ettik, fırsat olmadı bir türlü görüşmek için. Bu konuları biz, Bursa'nın özellikle gelecekte sorun yaşamaması adına, adımlarımızı hemen attık. 2024 Temmuz'dan bahsediyorum. 1,5 yıl olacak neredeyse iki ay sonra. Bizim evrak halen daha bölge müdürlüğünde. Bu doğru bir şey değil. Yaklaşımlarımızı ortaya koyduk, bölgeyi de belirledik, talebimizi de yaptık.
Bu sorunu önümüzdeki aylarda daha farklı biçimde tartışmaya açacağız zaten arkadaşlar. Bizim niyetimiz doğru işi bir kerede yapalım. Niyetimiz de hedefimiz de bu. Zamanında biz o bölgede yapılmasına karşı çıkmıştık; nedenlerini, niçinini de ortaya koyarak karşı çıktığımızı ifade ediyoruz, söyledik bunları. Ama orası belirlenmiş. Nasıl belirlendi orası, ayrı bir konu. Toplantının birinde "Hazır yer var, niye yapmıyorsunuz?" söylendi bana. İçeri alınmış bir yer. Bunu tartışacağız, tekrar konuşacağız.
Su bitti, ulaşım bitti; şimdi o kısım geldi gündeme. Bursa bunu fazlasıyla tartışacak. Biz tekrar söylüyorum: Doğru lokasyonda, 94'lerde başlayan bir süreç bugüne kadar geldi. Halen daha Hamitler'de 200 dönüm civarında kamulaştırılmamış alan çöp alanı var. Daha önce bahsettim, hatırlatayım: Mezarlıkta 40 dönüme yakın kamulaştırılmamış alan var, üzerinde mezar var. Biz bunları gelirken daha 5-6 ay içerisinde tespit ettik. Arkadaşlarıma dedim ki: Anlaşma yoluna gidelim, alalım. Çünkü vatandaşın mülkiyeti arkadaşlar. Belirlenmiş bir rakam var, arkadaşlarımız teklif veriyorlar, alıyorlar. Bir kısmını da bilmiyorum ama şu son bir yılda aldık. Yani oraya da ayırıyoruz. 20 senede her sene on dönüm alınsaydı, bitmişti arkadaşlar. 10.000 metrekare her sene ayırsaydınız bitmişti."
BaşkaGazete tarafından hazırlanmıştır.