Bursa
Puslu
11.6°
Başka Gazete

Bakan Fidan: Filistinli kardeşlerimizin çektiği ızdırabın sona ermesi için artık bir umut var

2025.10.09 23:52 Son Güncellenme: 2025.10.09 23:52 - SİYASET

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Hepimiz elimizden geleni yaptık. Ve bugün bu neticeyi hep beraber aldığımız için gerçekten mutluyuz. Akan kanın durması, Filistinli kardeşlerimizin artık çektiği ızdırabın sona ermesi için bir umut var." dedi.

Bakan Fidan: Filistinli kardeşlerimizin çektiği ızdırabın sona ermesi için artık bir umut var

Bakan Fidan, Paris'te düzenlenen Gazze konulu toplantının ardından basın mensuplarına demeç verdi. Fidan, şöyle konuştu:

"Şimdi tabii dün çok önemliydi. İki senedir devam eden Gazze'deki soykırımın durması için bir umut ortaya çıktı. Türkiye, en başından beri Cumhurbaşkanımızın önderliğinde gerçekten muazzam bir uluslararası çaba ortaya koydu. Hem İslam dünyasıyla hem de diğer ortaklarla beraber çalışma çabalarımızı yoğunlaştırma ve koordine etme sistemini, kültürünü bu vesileyle daha da geliştirdik. Uluslararası toplumu da bu işe dahil olacak şekilde mobilize etmeye çalıştık. Sivil toplum örgütleri, devlet kurumları... Hepimiz elimizden geleni yaptık. Ve bugün bu neticeyi hep beraber aldığımız için gerçekten mutluyuz. Akan kanın durması, Filistinli kardeşlerimizin artık çektiği ızdırabın sona ermesi için bir umut var.

Şimdi bu aşamadan sonra bizi bekleyen birkaç önemli husus var. Biliyorsunuz şu anda üzerinde mutabık kalınan konu, birinci aşama uygulama planı. Burada dört hedef var: Ateşkesin sağlanması, rehinelerin ve tutukluların serbest bırakılması, insani yardımların kesintisiz bir şekilde bir an önce başlaması ve İsrail birliklerinin belirli çizgilere çekilmesi. Bunlar, şu anda üzerinde mutabık kalınan birinci aşama uygulama planının parçaları. Bunların da büyük bir titizlikle takip edilmesi gerekiyor. Mutabakat metninde yer alan ilgili madde gereğince Türkiye de bu uygulamada yer alacak.

"Gazze'nin yeniden imarı ve yönetimi Filistinliler tarafından yapılmalı"

Tabii. Burada iki grup insan vardı. Birincisi, temas grubu. Bizim mensubu olduğumuz İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Ligi'nden oluşan, yedi ülkeden müteşekkil temas grubu bakanları buradaydı. Masa etrafında Avrupa Birliği'nden bakanlar, İngiltere ve Kanada temsilcileri de yer aldı. Hep beraber dünkü anlaşmanın neticelerini ve nasıl uygulanacağını, özellikle Gazze'nin ekonomik, idari ve yeniden yapılanma yönleriyle nasıl ayağa kaldırılabileceğini konuştuk. Avrupalılar ve uluslararası toplumun geri kalanı bu süreçte nasıl rol oynayabilir, bunlar üzerinde çok ayrıntılı duruldu. Gerçekten bugün önemli kararlara esas teşkil edecek ciddi sonuçlara ulaşıldı. Özellikle Avrupalı bakanların, kendi başkentlerine ve siyasi liderlerine buradan bizlerin gözlemleriyle çok ciddi neticeler götüreceklerini düşünüyorum.

Güzel olan şey şu: herkes, iki devletli çözümün problemin esas itibarıyla çözülmesinde ana rol oynadığını kabul ediyor. Biz Türkiye olarak şunu söyledik: Eğer Gazze'nin yeniden inşası ve hayata geçirilecek planlar, Gazze'yi 7 Ekim 2023 öncesi şartlara geri götürecekse, o zaman ileride yine başka bir savaşla karşılaşırız demektir. Çünkü 7 Ekim'den önce biliyorsunuz Gazze adeta açık hava cezaevi gibiydi. Serbest ticaretin, serbest ekonominin olmadığı, her şeyin İsrail tarafından denetime ve kısıtlamaya tabi olduğu bir yerdi. Yani burada tabii ki insanlar bir noktadan sonra patlarlar. Ben bunun altını toplantıda özellikle çizdim. Hangi çözümü, hangi ateşkesi bulursak bulalım; Gazze'nin yeniden imarı ve yönetimi Filistinliler tarafından yapılmalı. Emniyet güçleri de Filistinliler tarafından olmalı. Bunda hiçbir tereddüt yok. Ama ekonomik şartların hayata geçebilmesi için 7 Ekim öncesi koşulların tekrar etmemesi lazım. Bu önemli.

Gazze Görev Gücü açıklaması

Cumhurbaşkanımızın da sözünü ettiği görev gücü, bu kabul edilen planın uygulanmasıyla alakalı. Burada özellikle, mutabık kalınan hususların takibinde kolaylaştırıcı rol üstlenecek; ABD, Mısır, Türkiye ve Katar'dan oluşan bir ekibin yer alacağı ifade edildi. Bu ekip, hem Filistin hem de İsrail tarafıyla konuları görüşecek. Bu, esas itibarıyla zaten arabulucu ekipti. Bu arabulucu ekip, anlaşmanın ilgili maddelerinin uygulanmasında da kendine düşen görevleri yapacak. Şu anda önceden tanımlanmış görevler yok; anlaşma hayata geçtikçe sorunlar ortaya çıkacak. Bu sorunlara pratik çözümler bulunması için ekip gerektiğinde devreye girecek.

"Özellikle Arap dünyasındaki ülkelerle birlikte çok yapıcı bir sürecin içindeydik"

Filistin meselesi birkaç açıdan bizim için önemli. Mescid-i Aksa'nın varlığı manevi açıdan fevkalade önemli. Filistinli kardeşlerimizle aramızdaki tarihi, kültürel ve inanç bağları da çok güçlü. En önemlisi ise, inançtan ve etnisiteden bağımsız olarak insanın insana yaptığı zulme karşı Türkiye'nin, milletimizin vicdani duruşudur. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde Türkiye, tarihe, halkına ve hakka karşı sorumluluklarını yerine getirmek zorunda. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yaptığımız da budur. Türkiye burada hakkını yememek lazım; diğer ülkelerle beraber gerçekten elinden geleni yaptı, önemli ve yapıcı bir rol oynadı. Özellikle Arap dünyasındaki ülkelerle birlikte çok yapıcı bir sürecin içindeydik.

Burada geliştirdiğimiz iş birliği anlayışının, İslam dünyasının ve bölgemizin diğer sorunlarını çözmede de yeni bir ruh ve mekanizma oluşturacağına inanıyorum. Bunun erken emarelerini de görüyoruz. Çünkü bazı şeyler fikir olarak kalabilir ama bunların hayata geçmesi önemlidir. Şu anda İslam dünyasındaki aktörlerin 'Eğer bir araya gelirsek bir şeyleri başarabiliyoruz' duygusunu taşıdıklarını görüyoruz. Aslında bazı şeyler bizim kaderimiz değil; daha fazla iradeye, çabaya, profesyonelliğe ve bağımsız düşünceye ihtiyaç var. Bunu görebilmek bile umut verici. Ben, sadece Filistin meselesinin çözülmesinde değil, bölgedeki diğer sorunların çözümünde de Türkiye'nin ortaya koyduğu bu yeni ruhun büyük rol oynayacağına inanıyorum.

"Netanyahu'nun barış konusunda ne kadar güvenilmez olduğunu biliyoruz"

Diğer taraftan şunun da altını çizmek gerekiyor: Dünkü mutabakattan sonra bizim için muazzam bir umut alanı doğdu. Fakat her zaman için ortada sorun alanlarının çıkabileceğini unutmamak lazım. Şu ana kadar Netanyahu'nun sicili ortada; barış konusunda ne kadar güvenilmez olduğunu biliyoruz. İsrail'in savaşı yeniden dayatma ihtimali olabilir. Buna karşı uluslararası toplum şu anda teyakkuzda. Zaten rehineler meselesi çözüldükten sonra, İsrail'in meşruiyet için kullanabileceği hiçbir argüman da kalmayacak. Elbette uygulamada sorunlar çıkabilir; bu da işin doğasında var. Ama bunlar bizi karamsarlığa itmemeli. Profesyonel ve koordineli bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz."

Kaynak: ANKA