Bursa
Çok Bulutlu
13.1°
Başka Gazete

Bursa'yı bekleyen yeni tehlike!

2024.04.24 11:52 Son Güncellenme: 2024.04.24 12:15

Dün, UNESCO Dünya Mirası Adayı İznik'te, çevresi Organize Sanayi Bölgesi'ne dönen gölü bekleyen yeni tehlikeye değinmiştik.

Hektaş'ın bu kez de "Tarım İlaçları Etken Madde Üretimi, Tehlikesiz Atıktan Bakır Sülfat Üretimi ve Kimyevi Gübre Üretim Tesisi" kurmak için harekete geçtiğini ifade etmiştik.

Fabrikanın kurulmak istendiği Orhangazi ilçesi Muradiye mahallesindeki mülkiyeti Ordu Yardımlaşma Kurumu'na (OYAK) ait 80 ada 96 parselde yer alan 75.565,00 metrekarelik alanın niteliği 'tarla'ydı.

Hektaş'ın OYAK'tan bu alanın yanı sıra 7 parsel daha kiraladığı ortaya çıktı.

Yapılan kiralama sözleşmesinde taşınmazlara lojistik, depolama ve sanayi amaçlı her türlü yapının inşa edilebileceği kayıt altına alındı.

Hektaş, kiralamanın ardından taşınmazlarda seracılık ve ağaçlandırma yapılması talebiyle Bursa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na başvurdu.

Kurul, yaptığı incelemenin ardından OYAK'tan kiralanan bazı parsellere "3. derece arkeolojik sit alanındadır" şerhinin konulmasını kararlaştırdı.

Kurulun ilgili yazısında yapılan inceleme neticesinde pişmiş toprak tuğla parçaları, stroter tipli çatı kiremidi parçaları ile seramik buluntularına rastlanılması, kiremit-tuğla bulguları gözlemlenmesi, Roma-Bizans dönemine tarihlendirilen seramik parçalarının iki bölgede geniş bir alana yayılım gösterdiğinin anlaşıldığından parsellerin 3. Derece Arkeolojik Sit olarak tescil edilmesine karar verildiği belirtildi.

Hektaş, 3. derece arkeolojik sit alanında gerçekten seracılık ve ağaçlandırma mı yapacak?

Yoksa bu alanlar depolama amacıyla mı kullanılacak?

Proje kapsamında oluşması muhtemel tehlikeli atık miktarı aylık 1.000 kilogramdan fazla olacak!

Bu nedenle geçici depolama izni alınması planlanıyor.

Tehlikeli atıkların; ara depolanması, geri kazanımı veya bertarafını sağlayacak lisanslı firmaya teslim edilmeden önce, çalışma sahası sınırlarında, uygun bir alanda en fazla 180 gün geçici olarak depolanması amaçlanıyor.

Gün başına düşen oluşacak sıvı atık kapasitesi arıtma tesisi kurmayı da gerektiriyor.

Atık su arıtma tesisinin de sit alanına kurulmasından endişe ediliyor.

Hektaş, tesisin su gereksiniminin gölden karşılanmayacağını açıklamıştı.

İznik Gölü'nün nasıl yok olmanın eşiğine geldiğine ilişkin soruyu ise Bursa Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü yetkilileri yanıtlamadı.

Çok sayıda canlı türüne ev sahipliği yapan İznik'te göl kenarındaki fabrikalar ve yapılaşma ile artan kirlilik ekolojik dengeye yeterince zarar vermedi mi?

Çevreciler, Hektaş'ın yeni fabrika girişimini Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi'ne (CİMER) de şikayet etti.

CİMER'e yapılan başvuruda "sit alanlarında inşaat yapılacağı ve depolama amaçlı kullanılacağı ÇED raporunda bildirilmiştir" ifadelerine yer verildi.

Koruma statüsüne sahip olan ve mutlaka korunması gereken ancak ne yazık ki yok olmanın eşiğine sürüklenen İznik Gölü'nün dibinde tehlikeli atıklar oluşturacak yeni bir tesisin, üstelik bölgede sit alanları da mevcutken faaliyete geçmesi kabul edilebilir mi?

UNESCO Dünya Mirası'na aday bir bölgeye başka herhangi bir ülkede bu kadar zarar verilebilir mi?

Hektaş'ın Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) halkı bilgilendirme toplantısı yarın Örnekköy'de yapılacak.

İznik Çevre ve Yaşam Platformu'nun "İznik Gölü'ne bir hançer daha vurulmak isteniyor. Bu gölün suyunu kimsenin çarkına doldurmayacağız" başlığıyla saat 14.00'teki toplantıya tüm Bursalıları davet ettiğini hatırlatalım.

Gelin, Bursa'ya sahip çıkalım!