2025.11.06 14:25 Son Güncellenme: 2025.11.06 14:54 - SİYASET
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de gerçekleşen Kütüphane 5.0 ve İnsan Merkezli Dijital Dönüşüm Uluslararası Konferansı'nda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şunlar oldu:
Aziz milletim, sanat camiamızın kıymetli temsilcileri, sevgili gençler, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Kütüphane 5.0 konferansı münasebeti ile sizleri millet kütüphanemizde ağırlamaktan bahtiyarım.
Çalışmaları ile ülkemize ve insanlığa katkı yapan her bir ismi rahmetle yad ediyorum. Ömrünü kütüphaneciliğe adayan herkese teşekkürlerimi sunuyorum.
Kütüphanecilik anlamında 1300 yıllık köklü bir geleneğimiz var. Bu alanda ciddi bir birikim sahibiyiz. İmar ettiğimiz devletlerde, şehirlerde kitap ve alim hep merkezde yer almıştır.
Gerek cami gerekse vakıf ve medrese kütüphanelerimiz hem dini ilimlerde hem pozitif bilimlerde güvenilir bilginin temel kaynakları oldu. Buralardan öğrendikleri bilgi ve metotlarla kütüphanelerin kurulmasına öncülük ettiler. Tarihimize göz attığınızda karşınıza çıkan ilk hakikatlerden biri şudur, ilme ne zaman hak ettiği kıymeti vermişsek dünya tarihine geçen en büyük başarıları elde etmişiz. Huzur ve güvenliğimizi, refah seviyemizi işte o zaman istediğimiz seviyeye getirebilmişizdir. İlimle irfanla aramız açılınca da güç kaybetmiş, takip edilen değil takip eden konuma gelmişiz.
"KÜTÜPHANELERİMİZ İLİM HAYATIMIZA DAMGA VURDU"
Değerli kitapseverler cami ve medrese kütüphanelerin yanı sıra müstakil kütüphaneler 17. yy ikinci yarısından itibaren yükselmeye başladı. Bu kütüphaneler uzun yıllar ilim hayatımıza damga vurdu. Hepsi bilgi hazinesi olan bu yapılar halkın tamamının kullanımına açık haldeydi. Araştırma yapmak isteyen herkes bu kütüphanelerden faydalanabiliyordu. Bu zengin müktesebatı özellikle cumhuriyeti maziden kopuş olarak gören tek parti yıllarında yeterince değerlendiremedik. Kütüphanelerimiz tek parti zihniyetinin tepeden inmeci uygulamaları ile birer tuğla yığınına dönüştü. Geçmiş ile aralarına kalın duvarlar örüldü. Gençlerin kendi kökleri ile bağı zayıflatıldı ve medeniyetine yabancılaştırıldı. Koca bir nesil ne şarklı ne garplı olabildi iki arada bir derede oradan oraya savruldu. Hayatın birçok alanında bunları gördük ve milletçe tecrübe ettik. Yaşanılan tüm olumsuzluklara rağmen yeniden ayağa kalkmayı başardık.
"BURAYI DÜNYANIN EN BÜYÜK 3. KÜTÜPHANESİ HALİNE GETİRDİK"
Çıtayı her geçen gün daha da yukarı taşıyoruz. Kütüphanecilik mirasımızı yaşatmaya geliştirmeye devam ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı olarak bu sürece liderlik ediyoruz. Millet Kütüphane'mizi Ankara'mıza ve ülkemize kazandırdık 5 yıl önce. 140 milyon 700 bin kaynak ile burayı dünyanın en büyük 3. kütüphanesi haline getirdik. 300 milyonun üzerinde elektronik kaynağı araştırmacıların kullanımına sunduk.
Millet kütüphanemizi tüm vatandaşlarımızın hizmetine verdik. Geçtiğimiz sene 2 milyona yakın ziyaretçi ağırlayarak dünyada 3. sıraya yerleştik. Laf ola beri gele yok. İcraat icraat icraat. Bu yıl Ekim ayı itibari ile toplam 8 buçuk milyon ziyaretçiyi misafir etmenin kıvancını yaşadık. Bilhassa liseli ve üniversiteli gençlerin ilgi gösterdiğini görüyor ve bundan da memnuniyet duyuyorum. Her sabah evlatlarımız Millet Kütüphanesine gelebilmek için adeta birbiri ile yarışıyor. Biz de gençlerimize günde iki öğün çorba ikram ediyor. 15 çeşit içecek ve keklerimizi genç evlatlarımıza sunuyoruz. 5 milyon 907 adet ikramda bulunduk. Son 5 yılda millet kütüphanemizde 46 büyük sergiye de ev sahipliği yaptık. 2024 sonunda Kültür Bakanlığı'na bağlı halk kütüphanelerindeki üye sayısını 6.7 milyona kitap sayısını da 25 milyona çıkararak tüm zamanların rekorunu kırdık.
2026'da açacağımız yeni kütüphaneler ile oturma alanını 800 bin metrekareden 1 milyon metrekareye taşıyacağız. 2 yıl önce büyük yürüyüşümüzde yeni safha olarak tarif ettiğimiz Rami Kütüphane'mizin açılışını yapmıştık. Bu kütüphanemizi sosyal donatıları ile, atölye çalışmaları, kültür sanat etkinlikleri ile yaşayan bir merkeze dönüştürdük. 40 bin eserin durum tespitini 27 bin eserin de temizlik çalışmasını yaptık. Buradaki misafirlerimizden muhakkak hatırlayan olacaktır. 28 Şubat döneminin ruhsuz, köksüz zihniyetinin kurbanlarından biri de İstanbul Üniversitesi kütüphanesindeki tarihi kitaplardı. Nadir eserler kitaplığındaki binlerce eser çöpe atılmıştı. Tüm ithamlara rağmen Atatürk Kütüphanesini yeniden inşa ettik. Yakın zamanda ilke imza atarak hastane kütüphanesini hizmete açtık.
Sizlerin önünde gündeme getirmek istemezdim ancak siyasetçiler olarak saldırılar karşısında siyaset kurumu itibarını korumak gerek. Ana muhalefet lideri hezeyanlarını hicap duyarak takip ettim. İkinci büyük parti genel başkanı mı hakaret otomatı mı belli değil. Türkiye'nin ikinci büyük partisinin genel başkanı mı ayarları bozulmuş hakaret otomatı mı belli değil. Türkiye böyle bir üslubu hak etmiyor. Zihin fukara olunca akıl ukala olur dilin de freni boşalırmış. Zihni ile dili arasındaki bağı tamamen kopmuş zavallı bir şahıs var. Gün aşırı söylediği yalanlarla önüne gelene attığı iftiralar ile giderek saldırgan haline geliyor. Daha da sevimsiz hal alan bu dile bu zehirli söylemlere milletimizi mahkum etmeyiz. Kendisine tavsiyem, biz az söyledik o çok anlasın.