Geçtiğimiz hafta içinde Bursa'yı da gururlandıran güzel bir haber vardı...

Neydi o haber?

Türkiye Zeka Testleri Merkezi tarafından ülkemizin en zeki illeri belirlenmiş...

Toplam 1. 214.505 kişinin IQ (aykü) puanı esas alınarak gerçekleştirilmiş çalışma...

Ve, bu çalışmalar sonucunda en zeki il, Eskişehir çıkmış...

İkinci sırada Ankara yer almış... (Muhtemelen TBMM çevresinden seçtiler denekleri!)

Üçüncü sırada da İzmir vardı...

İstanbul ise 6.ncı sıradaydı...

Bursa da 9.ncu sırada çıkarak ilk ona girmeyi başarmış... (Testi yapanlar bana denk gelmediler, bir gelseydiler bu sıralamadaki yerimiz çok farklı olurdu!)

Haberde çalışmanın içeriğiyle ilgili çok ayrıntı yoktu...

İnsanları nasıl bir zeka testinden geçiriyorlar acaba?

Örneğin, seçimlerde hangi partiye oy verdiklerini mi soruyorlar?

10 bin lira maaşla bir ay geçinmeyi başaran emeklinin ekonomik zekasını da katıyorlar mı verilere mesela?

Hepsini geçtim...

Testte ayküsü düşük denekler denk geldi diye en zeki iller sıralamasında ilk ona giremeyen illerde yaşayan üstün zekalı insanların suçu, günahı ne?

Ülkenin nüfusu 83 milyon (Kayıtlı-kayıtsız mülteciler hariç!), testten geçirilen insan sayısı 1. 214.505!

Bu rakamı 81 ilimize böldüğümüzde ortaya çıkan sonuç, o ilin zekiliği konusunda sağlıklı bir sonuç verir mi, takdiri sizlere bırakıyorum...

Hazır konumuz zekadan açılmışken, iki bilimsel araştırmanın sonucunu da müjdeleyeyim...

Öğrenmek için beyin şart değilmiş!

Hadi buyurun buradan yakın, beyin kalmadı dalak verelim abime!

Kim mi demiş bu iddialı sözü?

Fransız bilim insanları!

Tek hücreli cıvık mantarlarla yaptıkları deneyler sonucunda şu notu düşmüşler tarihe:

"Tek hücreli canlı türü olan mantarlar bile alışkanlık yoluyla öğrenebilme ve idrak edebilme yeteneklerine sahipse, beyinsiz de bu işler pekâlâ olabilir!"

Özellikle "Bizim hayatımız mantar" diye ağlananlar bu bilimsel araştırmanın sonucuyla gurur duyabilirler.

Beyinle ilgili bir diğer araştırmayı da ABD'li bilim insanları yapmışlar...

Onlar da kelimelerin her birinin insan beyninde belli noktaları harekete geçirdiğini keşfetmişler.

Deneyden yola çıkarak kelimelerin zihin haritasını çizmişler.

Örneğin;

Yaşam ve ölüm, çalışma ve izin, deniz ve kumsal sözcüklerini duyduğunda beynin hep aynı noktasından bir tepki geliyormuş.

Ne garip değil mi?

Keşke, o ülkedeki siyasetçilere de "Petrol, doğalgaz, Ortadoğu, savaş, terör, barış, kan, gözyaşı ve demokrasi" gibi sözcükler söyleyip, onların da zihin haritasını çıkarsaydılar...

Görseydik ebelerinin mantarlaşmış bölgelerini yakından!